Balıkesir’in adı ‘Yeni’, ancak ayaktaki en eski çarşısı olarak bilinen Yeni Çarşı’yla ilgili çok konuşulan o iddia yine gündemde. Çarşı’nın A Blok tarafındaki mimarisinde yukarıdan bakınca ‘Allah’ lafzı yazılı olduğu eskiden beri konuşuluyor. Konu, bu kez de İHA muhabirlerince gündeme getirildi. Drone ile alınan görüntüler İl Müftüsü Ramazan Topcan’a gösterildi. Müftü Topcan, “Allah adını defter yapraklarında aramayın, kalbinize yazın” şeklinde karşılık verdi. Topcan, “Yani bu binanın mimarisi lafzatullah yazısıyla yapılmış denilmesi doğru olmaz. Çünkü şehir mimarcıları karşı çıkabilir. Çünkü uymadı, dört tane çubuk var. Bunların üç tane olması lazımdı” dedi.
Balıkesir’de mimarisinde Arapça Allah yazdığı iddia edilen binayı inceleyen İl Müftüsü Ramazan Topcan’dan manevi kalkınma vurgusu geldi. Topcan, Yeni Çarşı’nın mimarisinin Arapça Allah lafzına benzediğini, fakat yazım şeklinin ise buna uymadığını söyledi.
Balıkesir’de 1953-1955 yılları arasında inşa edilen ve bir blokunun mimarisinin Arapça Allah yazdığı ileri sürülen çarşının drone ile çekilen görüntülerini inceleyen Müftü Ramazan Topcan, yazının kurallara uymadığını söyledi. Topcan, binanın şeklinin Kufi yazısı ile Allah yazdığı şeklindeki bilgilerin yanlış olduğunu savundu. İl Müftüsü Ramazan Topcan Allah’ın tüm kainatı yarattığını ve ismini bir mühür olarak her yere işlediğini söyledi. Topcan Allah yazısını tabiatta aramak yerinde insanların bunu kalbine işlemesinin daha önemli olduğunu vurguladı. Topcan, “Eğer bugün dünya üzerinde iyilik egemen olacaksa, kötülükler mağlup olacaksa o zaman geliniz defter yapraklarından daha ziyade kalbimize Allah’ın ismini yazalım. Buna ihtiyacımız var” dedi.
“Binanın şekli Arapça Allah yazısını tutmuyor”
İl Müftüsü Ramazan Topcan, Yeni Çarşı bloklarının görüntülerini incelerken yaptığı açıklamada, “Bu binanın şekli Allah yazısını tutmuyor. Burada eksiklikten ziyade fazlalık var. Baştaki elif, lam var, ama bir tane de fazlalık görülüyor. Eğer ortadaki olmasaydı bir yorum yapılabilirdi. Allah yazısına benzetilme de olmadı. Çünkü kûfî yazı şeklinde sonunun böyle olmaması lazımdı. Sonundaki yerin başı bükük olması lazımdı. Yani bu binanın mimarisi lafzatullah yazısıyla yapılmış denilmesi doğru olmaz. Çünkü şehir mimarcıları karşı çıkabilir. Çünkü uymadı, dört tane çubuk var. Bunların üç tane olması lazımdı” diye konuştu.
“Defter yapraklarında aramak yerine Allah’ın ismini kalbimize yazmalıyız”
Dünyanın ve kainatın yaratıcısının Allah olduğunu ve ismini bir mühür olarak tabiata işlediğini belirten Müftü Ramazan Topcan, insanların da Allah ismini kalbine işleyerek dünyada iyiliği ve güzelliği tesis edebileceğini ifade etti. Topcan, “Kainat Allah (C.C.)’nin kitabıdır. Bir vatandaş bugün bir makine icat ediyor, hemen bir tarafına mutlaka kendi adını vuruyor değil mi? Yani Yüce Rabbimiz bu koca kainatı yaratmış, kainatta da Allah’ın imzası olmasın böyle olmaz yani. Baktığınız zaman her tarafta Allah kendi varlığını adeta haykıracak mühürler vurmuştur. Bu önemlidir. Bana sorarsanız tabi elbette tabiatta arayalım ama asıl olan sağda, solda değil kalbimize yazabilmektir. Allah ismini niçin kalbimize yazabilmek? Eğer bugün sadece Türkiye’mizin, dünya üzerinde iyilik egemen olacaksa, kötülükler mağlup olacaksa o zaman geliniz defter yapraklarından daha ziyade kalbimize Allah’ın ismini yazalım. Buna ihtiyacımız var” diye konuştu.
“Allah inancına şiddetle ihtiyacımız var”
Gelecek nesillere güzel bir dünya bırakılması için Allah inancına şiddetle ihtiyaç duyulması gerektiğini belirten Müftü Ramazan Topcan, “Yani kardeş olarak, sevgiyle, muhabbetle yaşayabilmek, gelecek olan evlatlarımıza, torunlarımıza güzel bir dünya bırakılacaksa hiç şüphe yok ki Allah inancına şiddetle ihtiyacımız var. Niye? Vatandaş durmuyor, kötülüğünü engelleyemiyorsunuz. Hala mübarek Kur’an-ı Kerim’in nüzûlüne şahit olmuş mübarek Ramazan ayında bile gönüller incinecek şekilde manzaralara şahit oluyoruz. Nelere şahit olduk. Tepeden tırnağa adeta kıpkırmızı kesildik, utanıyoruz, insanlığımızdan utanır olduk. Bütün bu insanoğlunu mahcup eden bu ortamlardan kurtulabilmenin yolu hiç şüphesiz maddi kalkınma olacak, ama o oranda da manevi kalkınma olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.