SEÇİMDEN önce her gün görüyorduk yüzünü.
Seçim bitti, iki kez gördük. İlki, “hayırlı olsun” ziyaretiydi. Bu anı ölümsüzleştiremedik. Herkesin bir fotoğrafı var; bizim yok!
İkincisi de Atatürk Mahallesi sakinleriyle yapılan halk toplantısı oldu. Mahalle sakini olarak gittik, dinledik vaatlerini. Mahalleli sorunlarını anlattı, onlar not etti.
Daha da görmedik yakından!
O’nun da göresi pek yok herhalde. Ucundan kenarından eleştirilince arayıp yüksek perdeden konuşuyor. “Bir çay içimliği uğrayıp iki beşlik bozalım” falan demiyor.
Gazetecileri sevmiyor!
Koltuğa oturur oturmaz ilk mesajı, “gazetelerin Belediye’den alacaklarını ödemeyeceğim” olmuştu.
Eski dönemden kalan reklam, ilan, abone alacaklarını ödemedi. Bunu sosyal medyada paylaştığı video ile cümle aleme duyurdu.
Kendince tüyü bitmedik yetim hakkını korumuştu.
Suç duyurusunda bulunduğunu falan söyledi; ama şu vakte kadar kimselere “gel, ifadeni alacağız” tebligatı gitmedi.
Dikkat ederseniz yedi ayı geri bıraktı; icraatıyla, vaatleriyle, çalışmalarıyla, söylemleriyle, dişe dokunur bir haber konusu olmadı. Daha çok, medyaya açtığı savaşın tezahürü olarak itham ve eleştirilerle gündeme geldi.
***
KARESİ Belediye Başkanı Mesut Akbıyık’tan söz ediyoruz.
Balıkesir il merkezinde iki ilçe belediyesi mevcut; Altıeylülcüleri sürekli bir yerlerde görüyoruz, haber konusu oluyorlar, faaliyetleriyle kamuoyunun gündemindeler.
Karesi cephesi tam tersi.. Sanki böyle bir Belediye yok gibi!
Yani ben de böyle düşünmeye başlamıştım ki; o açık hava reklamıyla kendime geldim…
Geçenlerde açtığı ‘Mola Evi’nin reklamını koymuş, Bağlar Sokağı’ndan Deve Loncası kavşağına çıkan noktadaki panoya.
Pano da tam derenin öbür tarafına geçiş noktasına kondurulmuş; bu da mı gol değil!..
“Derenin öbür tarafında oturanlar bu şehrin ötekileri” diyor ya Mesut Akbıyık Başkan.
O bakımdan…
Mola Evi’nin reklamı mı, Mesut Akbıyık’ın reklamı mı görünce siz karar verin. Kocaman bir Akbıyık portresi, arka planda prefabrik Mola Evi’nin görüntüsü.
“Ben yaptım” diyor yani, “Karesi ilçemize böyle bir eser kazandırdım” demek istiyor.
Hakkını yemeyelim, Kayabey Mahallesi’nde yapacakları aşevinin temelini de attılar 29 Ekim’de.
***
SOSYAL medyadan takip ediyorsanız Başkanı, etmeye devam edin. Zira Karesi Belediyesi adeta sosyal medyadan yönetiliyor. Daha doğrusu, Belediye’nin kamuoyuyla tek iletişim kanalı burası.
Basın – medya yoluyla iletişim kurma yolunu tercih etmiyorlar.
Zaten Belediye’de basın birimi falan da yok.
Olsa meselâ, önceki Başkan Dinçer Orkan’ın iki – üç sene emek harcayıp yaptırdığı İHA Üssü’ne dair bir iki soru soracağız. Naipli’deki İHA Üssü için Belediye Başkanı’nın nasıl bir plan yaptığı, burayı kuruluş amacına uygun çalıştırmayı düşünüp düşünmediği falan.
“Aç, kendisine sor” diyeceksiniz…
Geçen Karesi esnafını çok tedirgin eden hafta tatil ruhsatı mevzusunda yaptığımız bir yayın üzerine aramış, “yalan haber” demiş bizimkilere.. Kapatırken son sözü, “bundan sonra aramayacağım” olmuş.
Bizimkiler de, “biz de aramayacağız” karşılığını vermiş.
Ayrıca, habersel mevzularla ilgili birkaç arayışımıza geri dönüş yapmadı kendisi.
Bu durumda.. Arasak yine açmayacaktı muhtemelen.
Karşılıklı araşmayacağız yani.
***
SAHİ, ne oldu İHA Üssü? Dinçer Orkan hizmete açılacak hale getirdi; öyle kaldı. Aylardır öylece duruyor. Bir faaliyet yok. Amacına uygun kullanılacak mı, başka bir iş için mi tahsis edilecek, yoksa Büyükşehir’e depo mu yapılacak, İtfaiye şubesi falan…
Belki de Kent Lokantaları için mutfak olur.
***
GELELİM, esnafa gönderilen çalışma ruhsatları uyarısına!
Mesut Akbıyık Başkan, “yalan haber” dedi. Esnafa 29 Ekim’de işyeri açacaksanız, tatil ruhsatlarınızın harcını ödeyin” diye bir SMS yollamamış.
“Yolladı” demedik ki zaten. Esnaf odalarından kendi üyelerine gönderdikleri kısa mesajlar bunlar.
Odalar göndermiş, esnaf tedirgin olmuş.
Muhatap kim? Karesi Belediyesi.
Oda yönetimleri bu mesajları koftiden mi yolluyor; maksatları Mesut Akbıyık’ı esnafın önünde rencide etmek mi; esnafla karşı karşıya getirmek mi?
Karesi Belediyesi taa Mayıs ayında resmi bir yazı göndermiş ilgili yerlere.. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda işyerini açacak esnafları o günden uyarıyorlar. Esnaf diliyle, ‘hafta tatil ruhsatı’dır bunun adı; ruhsatların yenilenmesi isteniyor.
Bunun için Belediye’ye ödeme yapılacak elbette.
Neden 29 Ekim peki?
Milli Bayram günü… Ötekiler resmi bayram hüviyetinde.
Odalar geçmiş aylarda bu uyarıyı yapmak yerine, neden yumurtanın kapıya dayandığı günleri tercih etmiş; onu da oda başkanları açıklasın.
Sonuçta ‘yalan haber’ falan değil.. Her ne kadar sosyal medya hesaplarında yalanlasalar da, ortada Mayıs ayında gönderilmiş resmi yazı ve odalardan gelen mesajlar var.
Mesut Akbıyık Başkan yanlış adrese tepki gösteriyor.
Belki de sırf bu yayın nedeniyle o gün Karesi Zabıtası işyeri denetimi yapmadı. Hem yalanlayıp, hem doğrulamak olmazdı.
Sakarya’daki ikiz kuleler mevzusundaki gibi… Hem inşaatı mühürlüyorsun, hem mahkemenin mühürleme kararına uzun gerekçeler yazıp itiraz ediyorsun.
Ya da Tellioğlu Değirmen’in imar değişikliği konusu gibi… Komisyondan gelen rapor kabul edildikten sonra, yeniden komisyona havale edilmesi talebi… “Bizim görüşümüz yok” gerekçesiyle mevzunun komisyonda tekrar görüşülmesi gibi.
“Komisyon raporunda Belediye’nin görüşü var” demişti bir İmar Komisyonu üyesi, Büyükşehir Meclisi’nde.
***
KARESİ’de işler bu şekilde yürüyor.
Bunları niye yazdık şimdi?
Özlemişiz Mesut Başkan’ı, “hayırlı olsun” ziyaretiyle mahalle toplantısını saymazsak, “hiç görmüyoruz, görüşmüyoruz” diyebiliriz.
Vesileyle bir selam gönderelim dedik.
“Neden şimdi, üstünden nice zaman geçti” derseniz..
Cumhuriyet Bayramı gölgelenmesin istedik.
Bayram dedik de.. Karesi Belediyesi, öteki bayramlarda olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı’nı da etkinliksiz geçirdi. Altıeylül kendi çapında bir şeyler yaptı; Karesi’de kuru bir feysbuk kutlaması; hepsi o.
***
YİNE haklarını yemeyelim, bizim ofisin olduğu Mekik Sokak’ı da ışıklandırdı Karesi Belediyesi. Direkten direğe sokak boyunca led ışıklarla saçaklı süsleme yaptı.
Büyükşehir, Millikuvvetler’e uygulamıştı 29 Ekim’de. Karesi’ninki 2 Kasım’a yetişebildi.
Geç olsun, güç olmasın nitekim.
Selam ederim.
