ŞU canım memleketin hepi topu dört – beş caddesi var.
Adı cadde, kendisi sokak görünümlü olanlardan çok.
Meşhur caddelerimiz hangileri?
Millikuvvetler!
En meşhuru.. En bilineni…
Beş yılda bir değişen belediye başkanlarının ilk ezberi!
En çok değişime uğrayan, en çok para harcanan, en çok elden geçirilen caddemiz.
Bayram günlerinde gelin gibi süslenip bayraklandırılan, ışıklandırılan..
Bakın, girişine tak bile yerleştirdi Büyükşehir; nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları yürüdü o caddede.. Tarihi önemi var.
***
BAŞKA hangi caddemiz var?
Anafartalar!
Zaman içerisinde, konjönktürel olarak isim değişikliğine uğrayan Anafartalar’ın eski adı, Sultan Abdülhamit’e atfen ‘Hamidiye’ idi.
Yurdun dört bir köşesinde Hamidiye ismi taşıyan caddeleri, mahalleleri, çeşmeleri falan görmüşsünüzdür. Balıkesir de istibdat devrinden nasibine düşeni almış doğal olarak. Eskiden Hamidiye mahallemiz de vardı nitekim. Eski Balıkesirliler, “Hamdiye” diye telaffuz ederdi.
Çanakkale harbinden sonra Hamidiye’yi silip Anafartalar adını veriyorlar caddeye; o gün bugün Anafartalar.
Millikuvvetler’e gösterilen özen, hassasiyet, Anafartalar’a gösterilmedi hiç. Asfaltsa asfalt, kaldırımsa kaldırım, daha ne olsun diyeceksiniz.
E canım, Millikuvvetler’e asfalttan fazlası yapıldı yani. Şimdi önceki Büyükşehir yönetiminin boya, badanasına, cadde sağlıklaştırma adıyla yaptığı gereksiz masrafa falan girmeyelim, mevzumuz o değil.
***
ANAFARTALAR’a galiba ‘üvey cadde’ muamelesi yapılıyor.
Millikuvvetler bayram için renkleniyor, ışıklanıyor, taklanıyor.. Anafartalar, devamında Kızılay caddesi falan kavruk kalıyor.
Kızılay dedik madem, oraya geçelim.
Çocukluğumuzun Kızılay Caddesi’ni hatırlarım; Altıeylül Pasajı, Kızılay İşhanı, apartmanlar falan yoktu o zaman. Tek katlı müstakil evler vardı onların yerinde. O evlerden birinde tanıdıklar otururdu; arka kısımda bahçeleri vardı.
O Kızılay’dan eser kalmadı.
Altıeylül Pasajı, bir zamanlar Balıkesir’in önemli buluşma noktasıydı. İçindeki mağazalar falan dolup taşardı. Girişteki kasetçiden çook kaset almışlığımız var. İç kısımda bizim eniştenin kotçu dükkanı vardı. Bütün günümüz orada geçerdi.
Kızılay Caddesi deyince, Ankara’nın Kızılay’ı geliyor hemen aklımıza. O Kızılay’la bizimki mukayese kabul etmez.
Anafartalar’la beraber Kızılay’ı da şenlendirmek lazım biraz. O da kavruk kaldı zira.
Bu işler parayla oluyor falan ama, nerelere ne gereksiz paralar harcanıyor; bu iki cadde şehrin en önemli noktaları sayılır. El atmak lazım.
Kuva-yı Milliye Müzesi’nin önünden, Vasıf Çınar’a kadarki güzergahı yeni bir konseptle elden geçirmenin karşılığı ‘gereksiz harcama’ olmaz. Bilakis şehir merkezine değer katar.
Tıpkı Belediye binası ve çevresinde devam eden meydan düzenlemesi gibi.
Yapılan her güzel iş şehrin değerini arttırır. Şehir insanına da farklı bir hava katar.
***
YANİ, memlekette yalnızca Millikuvvetler Caddesi yok; sürekli oraya yüklenmenin de bir faydası yok.
Hem zaten meydanla bütünleşik bir caddeye dönüşüyor, ana cadde formundan uzaklaşacak.
Zaten haftada bir trafiğe kapatılıyor Millikuvvetler.. Bunlar deneme yayınıdır; ileride tümüyle kapatma hedefinin matematiğini yapıyorlardır.
***
ANAFARTALAR’a el atılsın derim. Bu cadde yılan gibi kıvrılarak taa Çardaklı tarafına kadar uzanıyor.
En azından Saat Kulesi’nin karşısındaki tarihi şadırvana kadarki bölüm ilk etapta şöyle bir yenilense, şık şıkıdım bir görüntüye kavuşsa, SSK binasının yerine yapılan heyülanın gölgelediği şadırvan güzel bir projeyle görünür hale gelse, cadde esnafının ve dahi vatandaşların yüzü gülse, fena mı?
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın bu işi bir düşünsün derim.
Selam ederim.