ŞEHRİN orasında burasında konuşlandırılan açık hava reklam materyallerini görüyorsunuzdur.
Görmek istemeseniz de zaten gözünüze sokuyorlar!
Billboardlarda, ışıklı totemlerde, raketlerde falan hep Büyükşehir’in reklamları var.
Araya bazen firmaların reklamları giriyorsa da, en çok Büyükşehir reklam veriyor.
***
ÖNCEKİ dönemle kıyaslayıp durmak hoşumuza gitmiyor aslında.
Eh, öncekilerin yürüdüğü yoldan yürüyünce şimdikiler, ara sıra uyarıp gıdıklamak gerekiyor.
YÜCEL YILMAZ da çok severdi böyle reklamları. Karesi’de beş, Büyükşehir’de beş; toplamda on yıl açık hava reklamlarıyla karşımızdaydı sürekli.
Bu billboardların, totemlerin bir kısmı Belediye’ye ait. Büyük bölümü reklam şirketinin.
Sorunca, “onlar için para ödemiyoruz, bize ait” diyorlardı.
Kendilerine ait olanlar tamam da, paralı olan billboardlara ödenenler ne olacak?
“E canım yapılan çalışmaları, icraatları, etkinlikleri falan bir şekilde halka duyurmak lazım. Açık hava yöntemiyle hallediyoruz.”
***
PAZAR günü Avlu’daki Onhann Gurme’de kahvaltı edelim dedik. En son geçen kış akşam yemeği yemiştik. Avlu bizim eve komşu; ne ki gidip dolaşmak için zamanımız olmuyor pek.
Kısa pas market alışverişi yapıp dönüyoruz hemen.
Koca yaz geçti meselâ; al kamp sandalyeni, koy termosa çayını, kahveni; akşam üstü serinliğinde yerleş çimlerin üstüne.. Birkaç saat dinlen… Hiç yapamadık.
Edip Uğur zamanında çok paralar harcandı, yanlış hesap kitap yapıldı falan ama, sonuçta Balıkesir’e Avlu gibi mekan kazandırıldı. Eskiden Ağır Sanayi’nin arka bahçesiydi oralar.. Bataklıktı. Bizim Urfa Şölen Mehmet orta yerine mekan açtıydı da, azıcık şenlendiydi bölge.
Kestirme olsun diye tren yolundan geçiverirdik karşı tarafa.
Neyse.
Edip Uğur’un yaptığının üstüne pek bir şey koymadı sonrakiler. Ufak tefek rötuşlar, hepsi o kadar.
Arabayı park ettik; yürüyoruz. Birden bire bina boyutlarında iki dev reklam çıktı karşımıza.
Biri, solgun sarı renkli zeminde Yakın Kart reklamı.
Öteki, can dostlara sahip çıktıklarını anlatan mavi zeminli bir reklam.
Birini, halen boş duran binanın yan tarafına boydan boya yerleştirmişler.. Ötekini, Avlu Kongre Merkezi’nin arka duvarına yaymışlar.
İkisi de kocaman; bina büyüklüğünde reklamlar.
AHMET AKIN Başkan, Büyükşehir Meclisi’nde borçları, harcamaları, falan hatırlatıp “n’aptınız oğlum paraları” diye sorduydu ya, AK Partili eski yönetime…
O soru aklıma geldi!
Kendi kendime sordum: “N’apıyosunuz oğlum paraları? Reklam işlerine mi harcayıp duruyorsunuz?”
Gördüğümüz devasa reklamlar, gönüllü tabelacıların hediyesi mi?
Öyle diyordu ya Ahmet Başkan: “Logo değişiklikleri için tek kuruş ödemedik, gönüllü ajansların, akademisyenlerin, grafikerlerin çalışması…”
Tabelacılar da gönüllüyse eğer, sorun yok.
Kim kime gönüllü iş yapar Allah şakına? Bu devirde, “gönlümden koptu” deyip herhangi bir işi bilabedel halleden var mı?
***
ZATEN adım attığımız her yerde Yakın Kart reklamlarını görüyoruz; Ahmet Başkan’ın kalbi eşliğinde.
Tüm açık hava materyallerinde ‘Arkadaş yakınımdır’ yazıyor.
Avlu 2. Etap’ta ana yola bakan dükkanların dış cephesine boydan boya reklam giydirmek nedir?
Maksat oradaki kirliliği, çirkin görüntüyü önlemek mi? Öyle bir çirkinlik, kirlilik de yok tabi.
Belli ki birilerine para kazandırılıyor.
Öyle üç beş bin liralık işler değil bunlar. Benzerini, seçimden hemen sonra Orduevi binasında uygulamışlardı.. Çok sıfırlı bir meblağdan söz ediliyordu. Tartışma konusu olunca kaldırdılar; yeni bir reklam uygulaması yapmadılar.
Büyükşehir’in meydan düzenlemeleri sürerken, şantiye alanını çevreleyen bariyerlerdeki reklam çalışmaları da çok konuşuluyor, bilesiniz.
Tabelacı milleti vatandaşın siparişlerini falan almıyordur kesin; zira Büyükşehir’in işleri çok zamanlarını alıyordur. O kadar çok iş var yani.