Hilmi DUYAR / POLİTİKA
Burhaniye Bilim ve Teknoloji Derneği’nin Hüsnü Pazarbaşı Gençlik ve Kültür Merkezi’nde düzenlediği, “Toryum ve Parçacık Fiziği” sunumunu Prof. Dr. Metin Arık gerçekleştirdi. Arık Toryum, uranyum ve parçacık fiziği ile ilgili olarak detaylı bilgiler verirken, toryumun nükleer enerjide kullanılması konusunda da izleyicileri aydınlattı. İlginç konuları da gündeme getiren Arık, “Atom bombasının temelinin nükleer enerjinin de temeli olduğunu, Atom Bombasının kontrol edilmesi halinde nükleer enerji olduğunu vurguladı. Dünyadaki herkesin gözleri önünde didişen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Rusya’nın nükleer alanda işbirliği yaptığını vurguladı. Arık, Türkiye’de dünyanın en çok Toryumu bulunduğunu ancak, şu anda enerji elde etmenin çok pahalıya patladığını, Toryumun değerinin şimdilik sıfır olduğunu kaydetti.
Burhaniye Bilim ve Teknoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İdris Adnan Gümüş, sunumun açılış konuşmasını yaptıktan sonra uluslararası ün kazanmış sanatçı Cahit Baylav’ın öğrencileri Kardelen Sarıkaya ve Bade Balın Yıldız keman dinletisi ile müzik ziyafeti verdi. Dinletinin ardından, 30 Kasım 2007’de Isparta’nın Keçiborlu yakınlarında Türbetepe mevkisine düşen uçakta, birlikte olduğu 7 mürettebat, 52 kişi ve ekibindeki 5 bilim insanı ile yaşamını yitiren Prof. Dr. Engin Arık’ın eşi Prof. Dr. Metin Arık, Toryum ve parçacık fiziği konusunda sunum yaptı.
Teknik bilgilerin dışında güncel bilgiler veren Prof. Dr. Arık, Uranyumun ilk başta Atom bombası için kullanıldığını bunun yanında enerji üretebildiğinin anlaşıldığını belirterek, “Şimdi Uranyumdan enerji üretebiliyoruz. Ancak Toryumdan enerji üretmek olanağı kısıtlıdır. Çünkü çekirdekle oynamak çok pahalı. Dolayısıyla Toryumdan enerji elde etmek de çok pahalı. Toryum hemen yakın zamanda enerjiye çevirebileceğimiz bir şey değil. Türkiye’nin çok toryumu var ama onu belli bir şekilde kullanmak, enerjiye çevirmek için bir hayli çaba sarf etmek gerekiyor. Ümidimiz o ki ileride çok kolay olarak çevrilebilir. Toryumu uranyum ile birlikte kullanarak enerji elde etmek mümkün. Böyle reaktörler var. Şu anda Çin böyle reaktörlere yönelmiş durumda.
Niye? Çünkü dünyada toryumun şu anki piyasa değeri sıfır. Niye sıfır? Çünkü kullanım alanı yok. Ama ileride kullanım alanı az ya da çok değerli bir şey olacak. Altının değerini ne tayin ediyor? Kolay işlenir madde olması belirliyor. Kuyumculukta işleyebildikleri güzel şeyler yaptıkları için değerli olmuş. Yoksa altının kendi başına hiçbir değeri yok. Altında maden, kurşunda bir maden, bakırda bir madendir. Bütün mesele kullanım alanıdır. Dolayısıyla toryumdan da eğer kolay enerji üretilirse çok kıymetli olacaktır” dedi.
Toryumdan enerji üretmek 2’inci dünya savaşında keşfedildi
Toryumun tarihçesinden ve ne zaman enerji üretebileceğinin keşfedildiğinden söz eden Ark, “Bu keşif Atom Bombasının keşfiyle aynıdır. İkinci Dünya Savaşı’nda keşfedildi. Bilim adamları Almanya tarafını tutmadı. Bilim adamları atom bombasını yaptı, Amerika Birleşik Devletleri İkinci Dünya Savaşı’nı kazandı. Bugün de tabii tüm dünyaya hükmediyor.
Toryum enerjisi o zaman keşfedildi, niye bugüne kadar kullanılmadı? Çünkü onun bir iyi, bir de kötü yanı var. Uranyumdan kolay bomba yapılabiliyor. Yapılan bombayla sonuçta savaşı kazandılar. Toryumdan da bomba yapılabiliyor fakat Toryumdan yapılabilen bombayı taşıması kolay değil. Temiz bir bomba değil, içinde kirlilik var. Taşınamıyor, taşınamadığı için de zor. Bu çalışmalar yapılırken Toryumun enerji için de kullanılabileceği anlaşıldı. Fakat yine de Uranyum enerjisini tercih ettiler? Çünkü o zamanlar reaktör teknolojisiyle bomba yapım teknolojisi birbirine daha yakın olduğu için de uranyumdan enerji üretimini tercih ettiler.
Çünkü bomba üretip dünyaya hükmetmek için bunu yaptılar. Toryum reaktöründen bomba üretemezsiniz. Toryumdan yapılan bomba çok daha zahmetli. ABD o zaman karar verdi uranyum teknolojisine dönmeyi. ABD’de İkinci Dünya Savaşı’nda kurulan toryum reaktörlerini kapattı ama o reaktörlerden elde edilen toryum hakkındaki bilgiler dünyaya açık değil. Biz bilim adamı olarak bir şey yaptığımız zaman onu hemen yazarız. Fakat Toryum hakkında yapılan çalışmalar Amerika’nın gizli dosyalarına kaldırıldı. Dünyada enerji biter, yine onlar toryum reaktörü yapabilecekler. Çünkü o bilgiler onlarda. Bizde yok. Biz bu işe nasıl girdik? Bütün mesele Türkiye’nin teknolojik gelişimiyle ilgili Türkiye’deki teknolojinin gelişmesi yavaş yavaş olacak. Bizim çok eksiğimiz var” diye konuştu.
ABD ile Rusya nükleer alanda işbirliği yapıyor
Füzyon enerjisi yani atomların birleşmesinden çıkan enerji için ağır hidrojen gerektiğine değinen Arık, ağır hidrojenin deniz suyunda çok küçük miktarda olduğunu, onu çıkarmak için saflaştırmak gerektiğini belirterek, “O zaman uranyum 235 elde edersiniz ve saflaştırmak şu anda yasaktır. Uranyum elde etmek bilimsel aktivite sayılmıyor, politik aktivite sayılıyor. Atom Bombasını patlatan ülkeler için serbest ama patlatmamış olanlar için yasak. Şu anda yapmaya çalışsanız tepenize biniyorlar. İran’ın tepesine binildiği gibi. Bir de uluslararası atom enerjisi komisyonu var. Bunlar komisyon falan değil, resmen polis örgütleri, yani diğerlerini bastıracak. Amerika’yla Rusya kendi aralarında tepişirken bir taraftan bütün dünya onu görürken, onlar nükleer alanda iş birliği yapıyorlar. Rusya Amerika Birleşik Devletleri’ne Uranyum 235 satıyor. Çünkü Rusya’da uranyum madeni çok ve çok daha ucuza çıkarabiliyorlar. Şu anda satıyor ama dünyadaki son gelişmelere göre bundan sonra satmayacağını düşünüyorum” İfadelerini kullandı.
Çin Toryum Reaktörü yaptı
Toryumu doğrudan yakmanın mümkün olmadığını, yakmak için Uranyum 235’e çevirmek gerektiğini anlatan Arık, “Bu prensibe göre şu anda Çinliler bu teknolojiyi ilan etmeye karar verdi ve toryum reaktörlerini yaptılar. Sonrasında Hindistan da bunu yapacak. Bizim de yapmamız lazım ama bizim maalesef nükleer teknolojimiz yok. Normal reaktörümüz olmadan şu anda uranyum 235 yapılıyor ama onu biz yapmıyoruz.
Biz Akkuyu’da Ruslara enerji almayı garanti ettik. Akkuyu’da bizim çalışan teknisyenlerimiz olacak ama mühendislerimiz, bilim adamlarımız hiç olmayacak. Dolayısıyla onun bize bir faydası yok. Nükleer enerjiden faydalanmak iyidir. Ben de iyi bir gözle bakıyorum. Bu işte yine Amerika Birleşik Devletleri’nin oyununa geldik. Politik olarak biz cumhuriyetten sonra demokrasi oluyoruz diye gittik ABD’nin uydusu olduk. Onlar da dediler ki; sizin bağımsız nükleer araştırma yapmanıza gerek yok, biz size reaktör verelim, orada bilimsel araştırma yapın dediler ve Çekmece’deki reaktör kuruldu. Sonra bu reaktörleri de iptal ettiler. Şu anda Türkiye’de çalışan nükleer reaktör yok.
Çekmece’deki reaktör çalışırken Amerika’nın verdiği yakıtlarla çalışıyordu. Tabii orada yapacağımız deneyleri, onlar istemediği için yapamıyoruz, kendiniz bilgi toplayamıyorsunuz. Fakat bunu Çinliler yaptı. Onlar tabii atom bombalarını da yaptılar. Çin’in ardından Hindistan’da bunu yapacak. 2024 yılı olmuş; ABD ne zaman yapmaya başladı? İkinci Dünya Savaşı’nda başladı, tüm bilgileri elde etti, sonra da toryum reaktörlerini kapattı. Niye kapattı? Çünkü bilgiler var. O bilgileri istediği zaman kullanacak” diye konuştu.
Avrupa hızlandırıcı yarışında CERN’i kurdu
2’inci dünya savaşını kazanılmasının ardından nükleer reaksiyonlar ve parçacık hızlandırıcıları önemli olduğunu parçacık hızlandırma teknolojisinin ilk 2’inci Dünya Savaşı’ndan sonra başladığını hatırlatan Arık, “Peki, bunu başlatan hangi ülkeler? Tabii ABD ve Rusya. Bunlar zengin ülkeler. Diğer ülkeler 2’inci Dünya Savaşı’ndan mağdur çıktılar. Amerika Birleşik Devletleri zengin ama Rusya da yukarıdan emirle çok büyük paraları bunlara harcadı.
Rusya’yla Amerika arasında hızlandırıcı yarışı başladı. Bunun üzerine Avrupa ülkeleri dediler ki hızlandırıcı yarışı başladı. Teknoloji aldı başını gidiyor. Bizim de bir hızlandırıcı yapmamız lazım ama paramız yok. Birleşerek, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’i kurdular. Yer olarak da tarafsız diye İsviçre’yi seçtiler ve çok başarılı oldu. Yani dünyada bu tarihten sonra yapılan yüksek enerji fiziği parçacık fiziği keşiflerinin çoğu CERN’de yapıldı” ifadelerini kullandı.
Kuantuma giriş, Kuantum teknolojileri ve bilgisayarları, Üretken Yapay Zeka, Yalın Üretim, Sibirya Şamanizm’inin Türkiye’ye etkileri, Eğitim ve Genetik, Beslenme Genetiği, Kent ve İnsan sunumlarından sonra gerçekleştirilen Toryum ve Parçacık Fiziği de büyük ilgi gördü. Prof. Dr. Metin Arık soru yağmuruna tutuldu.