BALIKESİR’in şehir çöplüğündeki kokuyu solumuş arkadaşlar nihayet..
“Kabus” diye yazıyorlar.
Demek ki o koku en sonunda kendilerini de rahatsız etmiş.
Oysa dünün bugünün kokusu değil ki; nicedir var.
Kaç kere yazdık, duyurduk, söyledik.
Herhalde “Yücel Yılmaz’a zarar gelmesin” diye mevzuya sağır kaldılar.
Yücel gitti, Ahmet geldi…
Vur beline beline!
***
AHMET AKIN’ın kokusu mu bu?
Önceki dönemden kalıt çöp kokusu.
Dedik ya, kaç kere yazdık bu mevzuyu.. Sayısını hatırlamıyorum.
Yönetenler de, şehirde yaşayanlar da, gazeteciler de sağır kaldı.
Aylar önce sabah erkenden evden çıkarken burnuma ağır bir gaz kokusu geldi. Kimyasal bir kokuydu.
Herhalde bizim evin oralarda ilaçlama falan yaptılar diye düşündüm.
Çarşıya geldim; aynı koku oralarda da var.
Soruyorum yolda rastladıklarıma: “Kokuyu hissediyor musun?”
“Hıı, evet, bi koku var sanki…”
Meraksız olunca insan, umursamıyor.
Rahatsız da olmuyorlar.
Bunu da yazdık, kimseden tık yok.
Şu sıralar gaz kokusunun yerini gübre kokusu aldı meselâ.
Sabahları cama, balkona falan çıkın; işe giderken havayı biraz derin soluyun.. Gübre kokusunu hissedeceksiniz.
Artık çöplük tarafından mı geliyor, biyogazdan mı, başka yerden mi, bilemiyoruz. Yazıyoruz, soruyoruz, yanıt alamıyoruz.
***
ŞEHİR çöplüğünden gelen kesif koku, Bahçelievler’den bile hissediliyormuş. Millet rahatsız oluyormuş.
Yaz döneminde cam çerçeve açamamışlar kokudan.
Kış aylarında devam ediyor oysa. Biz her gün çöplüğün yakınından geçip köye gidip geliyoruz. O kokuyu her seferinde hissediyoruz. Çöplüğün eteklerinde Büyükşehir’in hobi bahçeleri var; kiralamış bir kulübe, biraz toprak; oyalanmaya geliyor vatandaş. O kokuya nasıl tahammül ediyor?
Alışmışlardır…
Gaziosmanpaşa, Yıldız, Sütlüce.. Koku oraları da sarıyor.
Sütlüce’de kesiliyor mu; hayır. Bizim Atatürk Mahallesi’ne kadar geliyor. Ondan ilerisine de gidiyordur.
Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık da bizim yan sokakta oturuyor; muhtemelen O da hissediyordur kokuyu.
***
HÂLÂ şehir merkezine taşınıyor ilçelerin çöpü, pisliği, püsürüğü. Koca koca kamyonların biri giriyor çöplüğe, biri çıkıyor.
Çöpleri merkezde depolama fikri icat olalıberi, binlerce tur yapmıştır o kamyonlar.
Tıbbi atıklar da oraya boşaltılıyor. Bazı günlerde bu atıkların yakıldığı da söyleniyor şehirde.
Ayrıştırma işinde çalışanların hijyen diye bir kaygısı olmadığı da söyleniyor; sıfır hijyenle çalışıyorlarmış.
Sıfır atık diyorlar ya, bu da sıfır hijyen işte!
***
ŞU sıralar Organize Sanayi Bölgesi tarafında da ağır çöp kokusu hakim. Önceden oralara kadar ulaşmıyordu; şimdi OSB hizasında koku başlıyor.
Çöplüğün arkasındaki tepelere toplu konutlar yapılıyor. Mavi yakalılar falan otursun diye.
O koku devam ettikçe nasıl oturacaklar?
***
KOKU, bugünün kokusu değil dedik ama.. Bugün şehri yönetenlerin acil çözüm üretmesi gerekiyor.
Daha uzaklara yeni bir vahşi depolama sahası mı açacaklar, çöplüğü başka bir yere mi taşıyacaklar; bulunduğu yerde rehabilite mi edecekler; BASKİ’nin patlamış borularının başında fotoğraf çektirip, satın alma planı yaptıkları elektrikli otobüsleri ilçe ilçe gezdirmekten fırsat bulurlarsa, çöp sahasında bir inceleme yapacaklardır diye ümit ediyoruz.
Büyükşehir yönetiminin çöp ve çöplük planlarını duymak, bilmek isteriz.
***
BU arada, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin şehir temizliği konusuna gerekli özeni göstermedikleri göze çarpıyor. Her yerden çöp dolu konteyner fotoğrafları geliyor.
Anayollar, caddeler, sokaklar sağa sola saçılmış atıklarla dolu.
Köy yollarını da unutmayalım tabii.
Vatandaş eline geçirdiği çöpü yol kenarına fırlatıp atıyor. Bizim ev meselâ köyün girişinde; geçenlerde en az on – on beş tane 5 litrelik boş pet bidon topladım yol kenarından… Çocuğa çişini yaptırmış, şişeyi yola atıyor duyarsız vatandaş.
Arabasının küllüğünü boşaltıyor… İçtiği biraların boş şişelerini fırlatıyor.
Naylon poşetler, plastik atıklar, ne ararsan artık.
Belediyelerin daha özenli çalışmasını bekleme hakkımız yok mu?
Vatandaşa bu konuda daha duyarlı olmaları çağrısı yapmak da belediyelerin görevi.
***
AMBALAJ atıkları için evsel çöp konteynerlerinden ayrı kutular koydular sağa sola. İki deterjan kutusu atınca dolacak kadar küçük şeyler. Bir sokağın bütününe yetmiyor. Boşaltma işlemi gecikince, ki her seferinde gecikiyor; ambalaj atığı kutularının çevresi çöplüğe dönüşüyor.
Bunları toplayıp satan hurdacıları da eğitime tabi tutmak lazım… Konteynerde işe yarayacak parça ararken, poşetli poşetsiz tüm çöpleri sokaklara, caddelere boca ediyorlar.
***
Durum budur, arz ederim.
