İş yapma tarzı!

Yaşam alanımız Edremit’in en önemli sorunlarının başında deniz kirliliği, arıtma tesislerinin durumu ve su sorunu geliyor. Bu nedenle de Ahmet Akın’ın yanına yeni BASKİ Genel Müdürü’nü de alarak gelmesini bekledi herkes sezon başından beri. Sonunda da BASKİ Genel Müdürü geldi. Fakat davet eden Edremit Belediye başkanı oldu. Amaç neydi? Nasıl bir tarzı varsa Mehmet Ertaş’ın, becerip de halka açık bir genel bilgilendirme toplantısı bile yapamadı Genel Müdürle birlikte.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

CHP’li yeni yerel yönetimlerin şimdi çok çalışmaları gerekiyor. Balıkesir dahil, yeni yerel yönetimler de Ankara ve İstanbul gibi çok başarılı olurlarsa, CHP ülke yönetiminin de doğal adayı olacaktır. Yerel yönetimler konusunun beni ilgilendiren taraflarından birincisi bu. Zira Türkiye’nin artık hızla demokratik bir yönetim sistemine geçmesi gerekiyor. Yaşanan bu “ara dönem” fazlasıyla uzadı. CHP demokrasi mücadelesinin temel taşlarından birisi olduğunu asla unutmamalı. İkinci nedenim ise, Balıkesir’in Körfez bölgesinde yaşayan bir vatandaş olarak, yıllardır devam eden temel sorunlarımızın artık halledildiğini görmek istememdir. Ömrümüz geçiyor ve hiçbir sorun çözülmüyor, aksine daha çekilmez hale geliyor.

 

SÜREKLİ ALGI YÖNETİMİ GÖRMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK!

Son 10 yıldır bu sorunları AKP’li yerel yönetimlere anlatmaya ve çözüme ikna etmeye çalıştık. Şimdi CHP’li yerel yönetimlere de anlatırız ama aralarında bazı farklar olması gerektiğini düşünüyorum. Ben böyle istiyorum diye değil, CHP’nin söylemlerine bakarak böyle düşünüyorum. O söylenenlerin, şimdi uygulamaya dönüp, hayata geçirilmesini bekliyorum.

Önemli bir tarz değişikliği olmalı, AKP’nin yerel yönetim anlayışından tümüyle ayrılmak gerekiyor. Bunu çok iyi organize olarak, tasarruf sağlayarak, şeffaf bir yönetim kurarak, liyakat ve yeterlilik üzerinden kadro seçerek, projelerini halka sunup tartışarak, doğru ve zamanında bilgi vererek yapabilirler. Zaten vatandaş da ülkenin genel ekonomik durumunu görüyor ve CHP’li yeni belediyelerden mucize falan beklemiyor. Samimiyet, açık diyalog ve şeffaf proje yönetimine ihtiyaç var şimdi. Sürekli bir algı yönetimi görmeye tahammülü kalmadı hiç kimsenin.  

 

TECRÜBELERDEN YARARLANMAK GEREKİYOR

Ne yazık ki, seçimden bu yana 5 aya yakın zaman geçmesine rağmen, bu tarz değişikliği hayata geçirilemedi. Anlaşılan o ki, seçilenler burayı yönetmek için somut hazırlıklar da yapmadan gelmişler. Önceden yapılması gereken kadro temini ve proje çalışmaları, ana hatlarıyla bile ortada yok. Oysa 20 ilçenin epeyce birikmiş sorunları var. Vatandaşlar bunlardan iyice bıkmış durumdalar. En kısa zamanda da çözüm istiyorlar.

Zaten bu sorunlar, koltuğa oturduktan sonraya bakılacak işler de değiller. Önceden çok ciddi hazırlıklar yapılması gerekiyordu. “Durun daha yeni geldik” demek şimdi mazeret bile olamıyor bu nedenle. Mesela Körfez bölgesinde yaşayanlar, seçim öncesi dönemde CHP’li yerel yönetim adaylarının, büyükşehir yöneten diğer CHP’li belediyelerle doğrudan temas etmelerini, bilgi alış verişinde bulunmalarını, onların tecrübelerinden yararlanmalarını bekliyordu.

Hatta bunu her fırsatta o adaylara ilettiler, yazdılar. Fakat ne o zaman ve ne de halen, Körfez’de mevcut arıtma tesislerine gidip görevlilerden bilgi alan ve sonra da örneğin İstanbul B. Belediyesi’ne ait herhangi bir İleri Biyolojik Arıtma Tesisini ziyaret eden bir tane bile CHP’li belediye başkanı olduğunu sanmıyorum. Çok mu zordu böyle bir hazırlık? Diyelim gidemediler ama hiç olmazsa o belediyelerin teknik kadrosundan birkaç heyeti davet edip görüş almak da mı mümkün değildi? Bir rapor, bazı tavsiyeler de mi istenemezdi onlardan?

 

ZEYTİNLİ ARITMASI İÇİN KESİN BİR PROJE YOK

CHP’li yerel yöneticiler kilit kadrolarını belirlemeye de koltuklarına oturduktan sonra başladılar. Önceden buna da hazırlanmadıkları anlaşılıyor. BASKİ Genel Müdürü’nü bile 3 ay sonra tespit edebildiler. Yeni genel müdür Erdoğan Öztürk iki ay kadar oldu göreve geleli ve şehri tanımaya, konularına vakıf olmaya uğraşıyor. Eski yönetimden devir alınan arıtma tesisi projelerini, şimdi onun incelemesi ve onaylaması gerekiyor ki harekete geçilebilsin.

Anlaşılan o ki, Güre Atıksu Arıtma Tesisi projesine ve yer tespitine onay vermiş. Muhtemelen Ekim’de orada bir temel atılacak. Finans temini de önemli elbette. Fakat Zeytinli Atıksu Arıtma Tesisi için halen kesinleşmiş bir proje ve karar yok. Orası için daha önce gündeme getirilen derin deniz deşarjından,  Çıkrıkçı arazisine kadar her hususun bir kere daha ve yeniden masaya serildiği anlaşılıyor. Denenmişi denemenin yararı var mı?

 

AHMET AKIN NEDEN HALKIN KARŞISINA ÇIKMIYOR?

Çeşitli çıkar gruplarının sesini dikkate almak yerine, bilim insanlarından veya diğer CHP’li büyükşehirlerden görüş istemek daha doğru olmaz mı? Halka neden sorulmuyor? Onlar da sabırsız bu konuda ve yıllardır yaşadıkları kötü tecrübeleri var. Şimdi orası için verilecek karar, göreve yeni gelen ve imkanlar ile talepler arasına sıkışmış olan bir bürokratın sırtına yüklenemez sadece. Onun öncelikle eski süreci iyice araştırması ve anlaması gerekiyor.

Elbette tartışılacak olan bütün alternatiflerin artıları ve eksileri de olacak. Finansman da yine önemli bir sorun burada ve karar sürecini doğrudan etkilemesi kaçınılmaz. Doğru karar vermeye odaklanmak gerekiyor şimdi. İşte tam da bu arada, Ahmet Akın neden siyasi sorumluluğu alıp da halkın karşısına çıkmıyor? Neden “bu sezon temel atamayacağız, süreç biraz uzayacak ama bize güvenin” demiyor? Susmak bir çözüm değil ki. Senelerce yaz sezonunu atlatıp da, yazlıkçıların gitmesini bekleyen o kadar çok yönetici gördü ki bu sahiller. Şimdi yeni başkan da susunca, konuşan çok oluyor haliyle.

 

MEHMET ERTAŞ BUNU NİYE DÜŞÜNEMEDİ?

Yaşam alanımız Edremit’in en önemli sorunlarının başında deniz kirliliği, arıtma tesislerinin durumu ve su sorunu geliyor. Bu nedenle de Ahmet Akın’ın yanına yeni BASKİ Genel Müdürü’nü de alarak gelmesini bekledi herkes sezon başından beri. Sonunda da BASKİ Genel Müdürü geldi. Fakat davet eden Edremit Belediye başkanı oldu. Amaç neydi? Nasıl bir tarzı varsa Mehmet Ertaş’ın, becerip de halka açık bir genel bilgilendirme toplantısı bile yapamadı Genel Müdürle birlikte.

Enteresan bir şekilde, sadece bir derneğin üyeleri dışında hiç kimseye haber vermeden, açık çağrı bile yapmadan, Edremit’te belediyenin Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde adeta gizlenmiş bir toplantı yaptı. Başka hiçbir STK’ya haber verme nezaketi gösterilmedi, hatta kendi Kent Konseyi bile davetli değildi orada. Oysa BASKİ heyeti sadece muhatap alınan dernek için Güre AAT’nin değil de, bütün Edremit’in arıtma ve su sorunuyla ilgili genel bir sunum hazırlamıştı.

Muhtemelen Genel Müdür de şaşmıştır bu toplantının garipliğine. Çünkü salonda Altınkum, Zeytinli, Akçay ve Altınoluk’tan bir tane bile davetli yoktu. Mehmet Ertaş ya her istediğinde defalarca BASKİ Genel Müdürü’nü Edremit’e getirip isteyen derneğin karşısına çıkartabileceğine güveniyor, ya da bütünlüklü bir toplantı yapmayı düşünemiyor. Bu anlamda selefinden hiçbir farkı yok ne yazık ki. Oysa Edremitliler yeni bir  “ben yaptım oldu” vakası izlemek istemiyorlar artık. Bu tarz “kasaba politikacılığı” hallerinden kurtulmak lazım şimdi.

 

ÇIKRIKÇI ARAZİSİNİ VERSELERDİ BAKIN NELER OLACAKTI…

Körfez’de en azından 11 adet İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’ne ihtiyaç var. Şu anda var olan BASKİ tesisleri sadece basit ön-arıtma yapabiliyor. Binlerce de özel tesis var aynı nitelikte. Bunlar hep birlikte denizin kirlenmesine sebep oluyor. Şu anda kanalizasyonu olmayan yüzlerce site ve tesis ise, fosseptik ve vidanjörle uğraşıyor hala. Onlar, arıtma tesisi inşası ve kanalizasyon için bedel ödemeye de hazırlar bu nedenle.

Fakat şehir içinde kalmış olan sitelerin buna yanaşması mümkün bile değil.  Güre’nin “evet” dediği bu çözüme Akçay veya Altınkum muhtemelen “hayır” diyecektir. Mehmet Ertaş bunu bilmiyor mu da Siteler Derneği ile ayrı bir toplantı yapmaya uğraşıyor?

Çıkrıkçı arazisi için vaktiyle “ben olsaydım verirdim” demesi kadar eğreti bir davranış oldu bu yaptığı. O konuda da belirtmek gerekir ki, Edremit Belediye Meclisi çok onurlu bir davranış sergilemiş ve Çıkrıkçı arazisini vermemişti o vakit. Verselerdi şimdi Dalyan’da 1.065 dönümlük imar planı da geçerli olacaktı, 380 dönüm de satılmış olacaktı, artan 685 dönüme de müşteri bulunacaktı, eski Zeytinli AAT de çoktan yıkılmış olacaktı, Çıkrıkçı’ya ise sadece göstermelik bir temel atılmış ve Edremit’in atıksuyu da “arıtılmış ama arıtılmamış olarak Körfez’e derin deşarj ediliyor” olacaktı.

 

AHMET AKIN’A DOĞRULARI ANLATMAK LAZIM

Bilgisi olmayan birinin fikriydi bütün bunlar ve yerel yönetim eliyle bir ekolojik intihar, bir çevre katliamı yaşanacaktı resmen. Bütün bunlardan haberi yok mu Mehmet Ertaş’ın? O vakit başka bir yerde mi yaşıyordu. Çıkıp “şimdi veririm” de diyor o arazi için. Bu da zor, kendi malını vermiyor ki sonuçta. Sakın, Meclis onaylarını da çantada keklik gibi görmesin. Çünkü bu konuda genel kabul olmazsa kamuoyunda, oradaki birinci sınıf tarım arazileri neden verildi diyen birkaç kişi açar davasını, Edremitli de bekleyip durur arıtma tesisini. “Hop verdim, pat yaptım” yok artık, kimse “Yücel Yılmaz gibi” olmaya çalışmasın.

Ahmet Akın’a da sadece doğruları anlatmak lazım. Halkçı belediyecilik kamusal duyarlılık, ikna ve dayanışma istiyor. Mehmet Ertaş şimdi genel katılıma açık bir halk toplantısı bile yapamazken, toplantıda eleştiri dinlemeye bile katlanamazken, nasıl olacak ki bu işler?

 

BUNUN İKİ ADIM ÖTESİ ARTAN HASTALIKLAR VE MÜSİLAJ BELASI…

Edremit’te vatandaşların bir kısmı 25-30 yıldır arıtma ve kanalizasyon bekliyor, bir kısmı ise mevcut arıtmaların çıkardığı kokudan penceresini bile açamıyor. Herkesin ortak derdi ise Körfez’deki lağım kokusu, kirlilik ve köpüklenme. Vatandaşlar sifonu çektikten saatler sonra, denizde kendi vücutlarından çıkanlarla birlikte kulaç atmak istemiyorlar. Körfezin kocaman bir lağım çukuru olmasına artık kimse katlanamıyor. Edremit’in ortasında, DSİ müteahhidinin kırdığı kanalizasyon hattından aylarca dereye lağım akmasını bütün yetkililerin seyretmesine de katlanamıyorlar. Çünkü bunun iki adım ötesi hastalıkların artması ve müsilaj belası..!

Evet çok çalışmak gerekiyor. Hatta çok koşmak gerekiyor şimdi. Lakin yol da doğru olmalı değil mi koşarken?

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
İş yapma tarzı!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!