Kamuda tasarruf tedbirleri uygulanacağını “ben defterimi son sayfasına kadar kullanıyorum. Beyaz kağıt falan kullanmıyorum. Harcadığımız para babamızın parası değil, milletin parası. Gösterişten uzak mütevazi bir kamu anlayışına mecburuz” sözleriyle açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ardından.. 16 Mayıs 2024 tarihinde yürürlüğe giren paket, kamu kurum ve kuruluşlarında 3 yıl süreyle her ne şekilde olursa olsun taşıt edinilmeyecek ve kiralanmayacak, üç yıl içinde yurt içinde ve yurt dışında hiçbir şekilde hizmet binası alınması ve kiralanması yapılmayacak, temsil ve ağırlama ödeneklerinin zorunlu haller dışında kullanılmayacağına dair birçok başlık içeriyordu.
Kapsamı genişleyerek daha da artacak diye bekleniyordu. Tasarruf tedbirlerinin geçen üç aylık süreyi göz önüne aldığımızda gördük ki aynı hamam aynı tas. Etkilenenler kim derseniz? Çay, kahve masrafları ve servislerinin kaldırılmasıyla çalışanlar bir de abonelikleri iptal edilen gazeteler oldu.
Kamu kurum kuruluşları ve belediyeler ise Cumhurbaşkanımızın “İtibardan tasarruf olmaz” sözlerini düstur edindikleri için tedbir paketinin boşluklarından yararlanmayı seçtiler. Araç alım ve kiralamaya güvenlik sebeplerini öne sürerek, bina alım ve kiralamayı ise deprem yönetmeliği bahane oldu. Böyle paketi deldikçe deldiler.
Festivaller, şenlikler, kitap fuarları son gaz, hız kesmeden artarak sürüyor. E hani tasarruf tedbirleri vardı diye sormayın onların bahanesi hepten hazır. “Görmüyor musunuz bakın komşu ülkeden halk oyunları ekipleri getirdik. Biz ülke tanıtımına katkıda bulunuyoruz” diyerek gözlerimizi boyamaya devam ediyorlar.
Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, enflasyon ekonomik darboğazı beraberinde getirmiş, üstüne üstlük yerel seçimlerde kaybedilen belediyelerle iktidar oy kaybına uğramıştı. Vatandaşa şirin gözükmek gerekiyordu. Kamudaki tasarruf tedbirlerindeki amaç kendimize çeki düzen veriyoruz havası yaratmaktı. Öyle de oldu. O zamanlar çokça konuşuldu, yazıldı, çizildi.
Otoyol ve köprülerdeki geçiş, havaalanı ve trenlerdeki yolcu garantileri eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin o meşhur icadı kur korumalı mevduat faizi bütçenin en ağır yükü olmasına rağmen kamudaki tasarruf tedbirleri kapsamına alınmamasıyla kadük olarak çıkan genelge aradan üç ay gibi kısa süre geçmesiyle ne yazık ki unutuldu gitti. Aklımızda ne kaldı derseniz? Çalışanların servisleriyle basının yok sayılması kaldı deriz.
