Tarihçesi yaklaşık bir asır öncesine dayanan ve yörenin eskilerinin hanların kazanlarında şifa niyetine ‘sütlü ilaç’ adıyla kaynattığı Hamsiköy sütlacı, günümüzde bölgenin coğrafi işaretli lezzeti olarak insanların damak tadına hitap ediyor.
Bölgedeki bir restoran da ustalık yapan Cengiz Tunç, sütlacın bir asır önce bölgede hancılık yapan Ahmet Karakullukçu ve Hacı Osman Konak tarafından yapılmaya başlandığını söyledi.
Bir asırlık ‘sütlü ilaç”ın, Hamsiköy sütlacına dönüş hikayesini anlatan Tunç, şunları kaydetti:
“Midesinden rahatsızlanan Ahmet Karakullukçu’nun kaynattığı sütün içine pirinç atıp yedikten sonra Osman Konak amcaya bunun kendisine iyi geldiğini söylüyor. Osman amca bunu içine şeker koymasını istiyor. Ahmet Karakullukçu amcanın yediği zaman iyi geldiğini söylüyor. Ertesi gün sütlacın başka bir hal aldığını görüyor ve bir şeyin eksik olduğunu söylüyor. İçine her tatlıya koyulduğu gibi biraz daha tuz ilave ediyorlar. Daha da güzel bir hal alıyor ve burada adı süt ilacı olarak tarihimize geçti. Bundan sonra süt ilacını ismini değiştirdiler sütlaç oldu.”
Türkiye’nin birçok noktasında sütlaç üretildiğini ama Hamsiköy sütlacının farklı olduğunu vurgulayan Tunç, “Köydeki hayvanlar, yeşil doğada güzel çiçekleri otlayarak süt yapıyorlar ve sütlaçtaki lezzet tabii ki farklı oluyor. İneklerden dolayı, aynı zamanda otlaklarından dolayı yani yemiş olduğu çiçeklerden, ottan dolayı Hamsiköy sütlacı lezzetli oluyor.” diye konuştu.
Tunç, sabah erken saatlerde kalktığını, yaylalardan süt aldığını ifade etti.
Sütlacın yaklaşık bir buçuk saatte üretildiğini anlatan Tunç, şunları aktardı:
“Sütümüzü kaynatıyoruz. Kaynadıktan sonra tabii sütün miktarına göre pirincini ilave ediyoruz. Sütü pirinçle beraber pişiriyoruz. Süt kıvamını aldığı zaman onu tabi ki ustamız görebiliyor. Onu herkesin görme şansı yok. 100 kilo süt yaklaşık 1 saat süreyle pişiyor. Suyu buharlaştırıyor. Ondan sonra şekerini ilave edip 10-15 dakika karıştırdıktan sonra kaseye koyup kızartmaya başlıyoruz.”
Sütlacın orijinalinin kızarmamış olduğunu belirten Tunç, “Hamsiköy’ün orijinal sütlacı normalde kızarmamıştır. Ama daha sonraki yıllarda bunu bir değişiklik yapalım dediler herhalde. Kızartalım onu, üzerine fındık ilave edelim, bal ilave edelim, muz ilave edelim diyerek sütlacı aslında asıllının dışına çıkardılar. Aslında orijinal Hamsiköy sütlacı, yanıksız, sade sütlaçtır.” diye konuştu.
Tunç, turistlerin sütlaca ilgisinin altını çizerek, “Hamsiköy sütlacı bilindikten sonra hep tercih edilmiştir. Yerli ve yabancı turistlerimiz var. Onlar aslında bunu muhallebi olarak biliyorlar ama bunu sıcak olarak sevdiklerini de söylüyorlar. Piştiği zaman sıcak sıcak yemeği daha çok tercih ediyorlar ama o şansı yakalayamıyorlar tabii normal olarak bizim yaptığımız şekilde yemek durumunda kalıyorlar.” dedi.
İstanbul’dan Hamsiköy’e sütlacı yemeye gelen Hatun Gazioğlu ise “Hemen hemen her yıl gelirim, Trabzon’u ziyaret ederim ve sütlaç için bu Hamsiköy’e mutlaka çıkarım. Sütlacımızı çok seviyorum. Herkesin gelmesi ve denemesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.