Türk Milletinin kırmızı çizgisidir futbol! Enflasyondan, hayat pahalılığından, geçim sıkıntısından, siyasetten öncelikli tutar, onunla yatar, onunla kalkarız. Konu futbol olunca akan sular durur. Hayatın hiçbir alanında vermediğimiz tepkiyi veririz.
Bir şeylerin haberiydi sanki maçtan önceki gelişmeler, futbolda dünya devi sayılan Real Madrid’te forma giyen 19 yaşındaki milli gururumuz Arda Güler’in yorgunluğu öne sürülerek oynayamayacağı haberleri. İlk kıvılcım çakılmıştı.
Maçtan saatler önce belki de bilerek sızdırılan maç kadrosu, potansiyel teknik direktör ve futbol yorumcusu milletimize yok artık dedirtti. Kazandığımız Gürcistan maçında seyreden herkese keyif verdiren, harika golleri atan Arda Güler ve Mert Müldür’ün yanı sıra Kaleci Mert Günok ve Juventus’un genç yıldızı Kenan kadroda yoktu.
Sporcu sağlığı elbette önemli, sakatlık belası olmadığı sürece futbolda yazılı olmayan bir kural vardır kazanan takım bozulmaz diye hepimiz biliriz değil mi? Bilmeyenlerin olduğunu hep birlikte gördük. Ortalığı ayağa kaldıran haklı tepkimizde bu yüzden oldu.
Farklı farklı kulüp takımları tutmuş olsak da konu Milli Takımımız olunca akan suların durduğunu, oynayan, oynamayan her futbolcumuzun değerini bilenlerdeniz. Mesele kişiler olmasa da hepimizin hem fikir olduğu ortak noktamız vardır. Dedik ya hepimiz teknik direktörüz. Kime sorsan maça hangi isimle başlarsın; cevabı Arda Güler olur. Onun etrafında diğer futbolcularımızı şekillendirir.
Peki, böyle mi oldu? Olmadı olmasına da 3-0 yenildiğimiz Portekiz karşılaşmasının öncesi ve sonrasında sudan sebeplerle kendilerini haklı çıkarmaya çalışan Teknik Direktör Vincenzo Montella, “Benim Türk futboluna, Türk futbolunun bana ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacım yok” diyen Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olmasına rağmen milli takımlardan maaş alan Hamit Altıntop’un yanı sıra skandallarla gündemden düşmeyen Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi Türk milletinin tepkisini çekti.
Kazanmak da kaymetmek de futbolun doğasında var. Arda Güler’le de kaybedebilirdik. Kaybetmiş olsak da gruptan çıkma şansımız devam ediyor. Önümüzde yarın oynayacağımız Çekya maçı var.
Mesele kazanıp kazanmama meselesi değil. Bir puana ihtiyacımız olduğu Çekya maçından önce tehlikenin en büyüğüyle karşı karşıyayız. Öyle iddialar ortada dolaşıyor ki yaşananları gördükçe inanmamak ne mümkün? “Menajer dayatması ve kayırılan bazı futbolcuların” olduğu dedikodusu her şeyin önüne geçiyor.
İnşallah! Kötü senaryolarla karşılaşmadan gruptan çıkmayı başaralım.
