SANDIKLARIN tamamı açıldığında ortaya çıkan fark 84 bin küsur.
İkinci beş yıla garanti gözüyle bakan AK Partili Yücel Yılmaz ve ekibinin hesap edemediği bir sandık hatası bu!
Sonuca bakarak söylemek gerekirse, Bilgi İşlem Daire Başkanı İlker Şahin’in anket ve analizleri tutmadı.
Basın ve Halka İlişkiler Daire Başkanı Taner Korkmaz’ın medya yoluyla itibarsızlaştırma ve algı operasyonu projeleri de çöpe gitti.
Oysa bu işler için ne çok para harcandı Büyükşehir’de!
***
TERÖR örgütüyle ilişkilendirip milletin gözünden düşürmeye çabaladıkları CHP Adayı Ahmet Akın, Balıkesir’de zafer kazandı.
Kibir dozu tavanda, ego katsayısı hayli yüksek haldeki Yücel Yılmaz 84 bin küsur fark yedi.
Aralarında neredeyse 11 puan fark var!
Vatandaşın tercihinde, ekonomik gidişat ve özellikle emeklinin hal-i pür melâli de etkili oldu ama.. Yerel perspektiften bakarsak, Ahmet Akın çok etkili bir kampanya yönetti.
Karşı cephe her türlü saldırıyı yaptı.. Karşısına çakma aday çıkardı.. Paralı manşetlerde hakaretin bini bir paraydı. En son yapay zekayla sesini taklit edip CHP’den istifa ettirdiler; abuk subuk çizgi filmlerle güya ‘etkisiz eleman, avarel’ muamelesi yapmaya kalktılar.
Ahmet Akın için hem handikaptı tüm bu dezenformasyon faaliyeti, hem avantaj.
Daha doğrusu Ahmet Akın avantaja dönüştürdü. Zaten kazanma şansı yüksekti; Yücel Yılmaz ve ekibinin dezenformasyon faaliyetleri ortaya önemli bir mağduriyet çıkardı.
Dikkat ettinizse, Ahmet Akın nezaketini koruyarak, kampanya süresince Büyükşehir ve AK Parti cephesinden gelen saldırılar üzerine çok güzel bir kurgu yaptı.
Hem işinde, hem siyasette kazanmaya alışık olduğundan, terazinin kayıp kefesine dönüp bakma gereği duymadı.
***
EH, bir de “beş yılda bu kadar mı yıpranır insan” diye sormak lazım.
Tamam, ekonomik vaziyetin etkisi de var ama, Yücel Yılmaz’ın beş yıllık süreçte aşırı yüksek ego eşliğinde yaptığı seri hatalar, attığı yanlış adımlar, “her şeyin en iyisini ben bilirim, benim yaptığım doğrudur” mantığı falan, seçim hezimetinin belirleyicileriydi.
Yine kendi içlerinden çıkarılıp tüm kamuoyuna servis edilen belaltı dedikodular, aşırı zenginleşme iddiaları, güç zehirlenmeleri falan.. Genelde bir Yücel Yılmaz antipatisi oluşturmaya yetti.
Ortada süsleme ve vitrin çalışmalarının ötesinde, somut, kalıcı, geleceğe dönük yatırım öve hizmetler de göremeyince bu vatandaş.. Hani, süsleme vitrin işleriyle göz boyamaya çalışırken, rutin belediyecilik hizmetlerinin de geriye düştüğünü hatırlatmak gerek yani.
***
AHMET AKIN, sadece CHP’nin yüzde 25’ine kalsaydı Balıkesir’de, Büyükşehir Belediye Başkanı seçilemezdi.
Karşı cephe küçümsese de, CHP’nin Genel Başkan Yardımcılığı gibi üst düzey bir görev yaptı Ahmet Akın. Etkili bir milletvekiliydi. Meclis’te ve seçim bölgesinde hiç durmadı. Hemen hergün siyasi faaliyetleriyle, basın açıklamalarıyla, iktidarın politikalarını örseleyen çıkışlarıyla medyanın gündemindeydi.
Bu süreçte tecrübe kazandı, kendisini daha çok sevdirdi. Balıkesir’i hiç boş bırakmadı. Köy köy, ilçe ilçe dolaşıp milletle kucaklaştı.
Dedik ya CHP’nin kemik oylarına kalsaydı, işi çok zordu.
Balıkesir’de Kuva-yı Milliye İttifakı’nı oluşturmayı başardı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Balıkesir’e gıcıklık yapıp karşısına aday çıkardı ama, İYİ Parti’den çok önemli bir kitle Ahmet Akın’ın yanında saf tuttu. Belli ki kendi partilerinin politikalarına ve adaya inanmadılar; Ahmet Akın’la çalıştılar.
Saadet Partililerin hakkını vermek lazım; sürekli sahada Ahmet Akın’ın kampanyasında yer aldılar.
DEVA Partisi’nden CHP’ye geçen bir grup, çok önemli çalışmalara imza attı.
Eskinin Demokrat Partilileri, Doğruyolcuları, Ahmet Akın’ı sahada hiç yalnız bırakmadı. Zaten zafer konuşmasında tek tek, isim isim hepsine teşekkür etti Ahmet Akın.
Balıkesir için çok önemli bir birliktelikti bu. Her birinin seçim kampanyası süresince nasıl çalıştıklarını gözlerimizle gördük.
Kimseyi ötekileştirmeyeceğini söyleyen Yücel Yılmaz’ın, biz dahil sayısız hemşehrisini nasıl ötekileştirdiğine tanıklık eden biri olarak, Ahmet Akın’ın “kimseyi ayırmak yok, herkesin başkanı olacağım” vaadindeki samimiyeti de sahada hissettik yani.
***
KİMİ CHP’liler, “devşirme aday” tepkisini tabana yaymak istedi. Onların sesine de yer verdik ama, “küçük olsun bizim olsun” anlayışının zafere götürmeyeceğini de gördük.
Bu noktada ilk başta Ahmet Akın’ın dışarıdan aday arayışlarını eleştirdiysek de, gerçek ortadaydı.. Kuva-yı Milliye İttifakı yapmadan seçim kazanılamazdı.
Alın işte Karesi!
Ak Partili deyip orasından burasından çekiştirdikleri Mesut Akbıyık, sağlam ve ayakları yere basan ekip çalışmasıyla AK Partili rakibi Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan’ı 11 puan geride bıraktı. Karesi’deki sonuçta Bağımsız Aday Osman Kılıç ve Yeniden Refah’ın payı da var tabi.
Gerçek şu ki, CHP kadroları “seçim nasıl kazanılır” pek bilmiyordu. Kaybetmeye alışık oldukları için, hep kaybı daha aza indirgemeye koşullanıyorlardı.
Mesut Akbıyık ve Kemal Aydemir ikilisi, kendi seçim bölgelerinde nasıl kazanılacağını örnekleriyle gösterdi. AK Parti’de uzun yıllar siyaset yapan, sonra DEVA’ya geçen, bir dönemin milletvekili adayı ve AK Parti mektebinden yetişme Hilal Demirözer’in Ahmet Akın ve Mesut Akbıyık’a seçim kazandırabilmek için sergilediği performansı yabana atamazsınız.
‘Seçim nasıl kaybedilir’e odaklı CHP’lilere, kazanmayı öğretenlerden biridir Hilal Hanım.
***
ALTIEYLÜL’de ise CHP’nin en büyük şansı Bağımsız Aday Hasan Avcı’ydı. İlçede, CHP seçmenlerinin bile “Bir oy Ahmet’e, bir oy Hasan’a” dedikleri ortamda, inanın Hasan Avcı için çok daha yüksek bir oran bekliyorduk. Hâttâ seçimi kazanabileceği kanaati oluşmuştu çoğu Balıkesirlide.
Bir yanda Yücel Yılmaz ve Büyükşehir’in gücüne sırtını dayayan AK Parti Adayı Mesut Eray’ın vatandaşı ikna edemeyen seçim handikapları, diğer yanda bağımsız aday faktörü..
Sahada üstün bir performans gösteremeyen CHP Adayı Hakan Şehirli’nin işine yaradı.
Şehirli, seçimi kazandığından çok emin olamadı, belki de şaşırıp kaldı; kesin sonucu alayım derken Ali Hikmet Paşa Meydanı’ndaki zafer kutlamasına ancak program bittiğinde yetişebildi.
Umarım aynı yavaşlığı Belediye Başkanlığı döneminde sergilemez!
***
BİR gazetenin, eskiden beri gıcık olduğu, Ahmet Akın’a yönelik nafile itibarsızlaştırma yayınları arasında, ‘Davar Lobisi’ diye dalga geçtiği İsmail ve İsa Balaban kardeşlerin çabasını da hiç kimse yadsıyamaz.
CHP il – ilçe yöneticilerinin bile mabadında pirelerin uçuştuğu alaca karanlık saatlerinde, kendilerini tehlikeye atma pahasına mahalle aralarında, arka sokaklarda sürdürülen seri dezenformasyon saldırılarına karşı göğüslerini nasıl siper ettiklerini bilen biliyor.
Balabanlar, arka plan adamları olarak çok iyi iş çıkardılar.
***
BİR DE Ahmet Akın’a en yakın, küçük ama etkili bir ekip vardı. Yedi yirmi dört yanındaydılar; medya faaliyetleri, iletişim, haberleşme, ulaşım, sekretarya, danışmanlık gibi önemli görevleri üstlenen dar bir ekip. Ankara’da sürekli yanında olan çalışma arkadaşlarıydı onlar. İyi çalıştılar.
Ahmet Akın’ın zaferinde katkıları büyük.
***
BU mevzuda yazılacak çok şey var, seçim bitti, artık rahat rahat yazarız, acelesi yok.
Ama şunu da unutmamalı kaybedenler:
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan amiri, memuru, işçiyi seçim kazanımı için dolgu malzemesi yaptılar ya zorla. Eh bir de pek çok çalışanın ahı var malum.
Ha işte, onlar da sandıkta önemli bir ders verdi aslında.
31 Mart akşamı, Balıkesir’de 2004’den 2024’e tam 20 yıl yerel iktidarın sahibi AK Parti, şimdi küçük bir muhalefet grubuna dönüştü. Elinde 10 ilçe vardı, 4’e düştü. CHP, AK Parti’nin kazandığı ilçelerde oylarını arttırmayı başardı.
***
Yetmiş yıldır Balıkesir’de yerel iktidarı kazanamayan CHP, sahil ilçelerindeki gücünü merkez ve kırsala yansıtamıyordu. Merkezde güçsüzdü. Bu seçimde AK Parti’nin ‘kale’ olarak gördüğü Karesi ve Altıeylül CHP’ye geçti.
Marmara, Erdek, Bandırma, Gönen, Manyas, Susurluk, Karesi, Altıeylül, Savaştepe, Sındırgı, Balya, Edremit, Gömeç, Burhaniye ve Ayvalık’ı CHP kazandı.
İlçe başkan adaylarının çabası büyük.
Ama en önemli faktör, Ahmet Akın’ın doğru stratejileri oldu.
1
