Doğu Akdeniz’in turizm ve balıkçılık merkezlerinden Mersin’de, sıcaklığı sevdikleri için genellikle yazın görülen göçmen denizanaları, şubat ile martta olağan dışı artış gösterdi.
Kıyılarda çok sayıda canlı ve ölü olarak denizanası tespit edilmesi, uzmanları harekete geçirdi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü ile Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesinden akademisyenler, Kızıldeniz üzerinden gelen “Rhopilema Nomadica” türüne ilişkin incelemelerini yoğunlaştırdı.
Belirli noktalarda su altı ve üstünde yapılan çalışmalar kapsamında, toplanan denizanalarının boyu inceleniyor, popülasyondaki artışın sebepleri ile diğer türlere etkisi araştırılıyor.
“Popülasyondaki artışın nedeni küresel ısınma”
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kıdeyş, “Rhopilema Nomadica”nın istilacı bir tür olduğunu söyledi.
İklim değişikliğinin türdeki popülasyonun artmasına yol açtığını belirten Kıdeyş, “Bu türün denizlerde çok yoğun şekilde bulunmalarına ‘patlama’ diyoruz. Bu kadar erken ‘patlama’ yapmalarının nedeni şüphesiz küresel ısınma.” dedi.
Kıdeyş, göçmen denizanası yoğunluğunun deniz ekosistemini olumsuz etkilediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Göçmen denizanası, Akdeniz’e ait bir tür değil. Kızıldeniz yoluyla Hint Okyanusu’ndan geliyor. İlk defa 1995’te tespit etmiştik. Bu yıldan sonra her geçen gün artmaya ve daha erken görülmeye başladılar. Bunlar sıcaklık seven türler. Daha önceden yaz aylarında görürdük ama artık martta görmeye başladık. Sayıları inanılmaz fazla. Bu ekosistem açısından iyi değil. Üzerinde çalışmalar yapıyoruz.”
ODTÜ’nün 800 metrelik kıyı şeridinde yaklaşık 400 denizanası tespit ettiklerini dile getiren Kıdeyş, bunların çapının 90 santimetreye kadar ulaştığını bildirdi.
Kıdeyş, popülasyonun Akdeniz kıyılarında yayıldığını işaret ederek, “İskenderun’a doğru gittikçe çok daha fazlasını görüyoruz. Batıya doğru gittikçe biraz daha azalıyor. Ona rağmen Antalya’dan hocalarımız da araştırma yapıyor. Şu sıra çok yoğunluktalar. Denizde balıktan çok denizanası çıkıyor.” diye konuştu.
“Akdeniz’de yakalayacağımız balık maalesef çok daha az olacak”
Kıdeyş, balıkçılıkta sıkıntıların yaşanabileceğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Denizanaları, balıkların tüketeceği besinlerle, plankton dediğimiz çok küçük canlılarla besleniyor. Öngörüm, gelecek yıl Akdeniz’de yakalayacağımız balık maalesef çok daha az olacak. Balıkçılar avlanmak için trol ve ağ atıyor. Ağların büyük çoğunluğunda bu tür olacak. Balıkçılığın olumsuz etkilenmesine neden olacak çok zararlı ve istilacı bir tür olduğunu düşünüyoruz. Ekosistemdeki diğer türlerle rekabet edecek ve onların azalmalarına neden olacak. İnsanlara da doğrudan zararı var. Henüz turizm sezonu açılmadı ama birkaç ay sonra insanlar denize girmeye başlayacak. Denizle aynı renkte oldukları için çoğu zaman bunları görmüyorsunuz. Özellikle küçük olanları temas halinde yakabilir. Alerji oluşturma ve başka sağlık problemlerine neden olma potansiyeli var.”
Yerel yönetimlerin denizanalarının yoğunlukta olduğu bölgelerde çalışma yürütmesinin faydalı olacağını belirten Kıdeyş, kıyıdaki vatandaşların bu türe karşı uyarılması gerektiğini sözlerine ekledi.
“Balıkçıların ağı denizanasıyla doluyor”
MEÜ Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas da göçmen denizanalarının, Rodos, İsrail, Lübnan ve Doğu Akdeniz kıyılarında büyük popülasyon oluşturduğunu anlattı.
Ayas, türdeki artışın doğrudan balıkçılığa yansıdığını belirterek, “Özellikle Mersin’in doğu kesiminde balıkçılıkla ilgili ciddi sıkıntılar yaşanmaya başladı. Uzatma ağlarıyla avcılık yapanlarda ağlar tamamen bu türle kaplanıyor, hatta ağlarını denizden almakta zorlanıyorlar. Denizde 300 kulaca kadar olan kesimde çok ciddi sayıdalar. Balıkçılar ağı kaldırdıklarında teknelerin tamamı göçmen denizanasıyla doluyor.” diye konuştu.
Türün yoğunlaşmasında, deniz suyu sıcaklığındaki artış ve akıntıların etkisinin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ayas, şöyle konuştu:
“Bu türün deniz popülasyondaki büyüklüğü günden güne artıyor. Ortamda daha fazla besinin olması ve pelajik bölgedeki balıkların çekilmesi ana nedenler arasında yer alıyor çünkü bunlar için çok büyük bir besin kütlesi kalıyor. Balıkların yiyemediği planktonlar bu türler tarafından tüketiliyor ve çok büyük sürüler oluşuyor. Sürekli balıkçılıkla ilgili arazi çalışmaları yapıyoruz. En son Adana Karataş’ta trol çekimi yaptık. Orada da yoğun popülasyon vardı. 300 kulaca kadar tüm sahil bandında çok büyük sürüler var.” değerlendirmesinde bulundu.
“Doğu Akdeniz’de turizmi etkileme potansiyeli var”
Ayas, denizanalarının olduğu sahillerde suya girilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu türün Doğu Akdeniz’de turizmi etkileme potansiyeli var. Bu noktada türü yaklaşık 12 yıldır izliyoruz. Genellikle nisan ayı başlarında sahillerdeki yoğunluk kalkıyor ama haziran, temmuz ayına kadar burada bulunma ihtimali var. Nisan itibariyle bu türü görmemeyi umuyoruz.”