SAHTE ZEYTİNYAĞININ YAYGINLAŞMASI, KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ ZEYTİNYAĞI ÜRETİCİSİNE ZARAR VERİYOR
Bu güne kadar kendi ismini, markasını duyurmak için kaliteden ödün vermemiş, para değil güven kazanmak uğruna fiyatlarını şişirmemiş, alın teriyle üreten üreticiye güven kaybı oluştu.
Son dönemlerde karşımıza çıkan haberlerin çoğunluğu sahte ve tehlikeli gıda ürünleri üzerine. İnsan sağlığını tehdit eden, vatandaşı dolandırma üzerine kurulu sahte gıda piyasası aslında en çok yerli üreticiyi tehlikeye sokuyor. Onlara olan güveni azaltıyor. Sahte gıda piyasası dedim çünkü bu iş artık küçük operasyonları aşmış durumda. Ülkenin dört bir yanından bu tarz haberler geliyor. Şahıslar yakalanıyor organizasyon çökertiliyor ancak önü bir türlü kesilmiyor. O nedenle piyasa demek doğru olur. Hatta bu minvalde verilen cezalarda artış olmazsa, yani suçun caydırıcılığı ortadan kalkarsa bu iş koca bir endüstriye de evrilebilir.
Balıkesir özelinde konuşmak gerekirse, bizde sahtesi yapıp satılan yegane ürün zeytinyağı. Edremit’i, Ayvalık’ı, Havran’ı, Gömeç’i buralar Balıkesir’de zeytin ve zeytinyağını üreten nadir bölgeler. Büyük güvenilir olarak nitelendirilen markaların haricinde çok fazla küçük ölçekli üretici de mevcut.
Çalışıp çabalamışlar bir, iki dönüm zeytinlik almışlar, metropol kentlerden kaçıp zeytin işine gönül vermişler, babadan, dededen kalan zeytinliklerini küçük ve orta çaplı işletmeye çalışan kişiler, ismi markalaşmış oranlara nazaran piyasada daha az yer tutuyorlar. Ancak zeytin yetişen, zeytinyağı üretien bölgeleri ziyaret edenler, her an her yerde bulabilecekleri markaların haricinde bir lezzet, bir şifa arayışı içinde olduklarından genellikle küçük ve orta çaptaki üreticileri tercih edip temasa geçiyorlar. Bu bölgelerde daha butik zeytinyağı satışları ön plana çıkıyor yani.
Hal böyleyken, ardı ardına sahte zeytinyağı haberleri geliyor Türkiye’nin her yerinden. Şimdi bu haberleri okuyanlar bu riskleri bilenler, kendilerini garantiye almak adına küçük ve orta ölçekli zeytinyağı üreticilerine mesafe alıyor. Büyük markalar ise bu kaos ortamında kendilerine koydukları hedefleri 2 katına çıkarıyor belkide. Yani anlayacağınız olan küçük ve orta ölçekli üreticiye oluyor. Bir de üstüne bu sene ‘Zeytinin Yok Yılı’ olarak nitelendirildi. Zeytin ve zeytinyağı fiyatları aldı başını gitti. Dolandırıcılara da 3 kuruş için insan sağlığını riske edecek bir ortam meydana geldi. ‘’Markette 400 – 500 lira’’ sahtesini satıyorlar 150 – 200 liraya. Durumu olmayan, konudan haberi olmayan insanlar da tercih ediyorlar maalesef.
Bu güne kadar kendi ismini, markasını duyurmak için kaliteden ödün vermemiş, para değil güven kazanmak uğruna fiyatlarını şişirmemiş, alın teriyle üreten üreticiye güven kaybı oluştu. Bakanlıklar, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, oda ve borsalar hepsi ortaklaşa hareket ederek kaybettirilen güveni geri getirmeye çalışacak. Sahte üretim yapılan tesisler, bu tesislerde çalışanlar, bu malı pazarlayan, satışa sunan, halk sağlığı ile alenen oynayan kim varsa ağır cezai işlemler uygulanmalı ki bu suçun caydırıcılığı oluşsun.