Bizim Cemiyet’e altmış ikinci yıl güzellemesi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HEY gidi heeey.. Bizim Gazeteciler Cemiyeti altmış ikiye basmış!

Yıllar ne çabuk geçiyor.

Dün gibi.

Şimdiki Büyükşehir binasının eski adı Özmerkez İşhanı’yken.. Dördüncü katta kiracıyız o zaman.

Basın Dairesi’nin bulunduğu katta yani; yığınla tadilattan sonra hangi oda, hangi ofis nereye denk geliyor bilmiyorum; belki de Büyükşehir’in Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Taner Korkmaz’ın makam odasıydı bizimki.

Bir zamanlar Balıkesir’de yıldızı parlayan mimar Tevfik Aykul’un özel tasarımı ve imalatıyla ortaya çıkan şık şıkıdım ofisimizde, masamın hemen altındaydı, Gazeteciler Cemiyeti!

Evet evet öyleydi.

Bir karton kutunun içinde, dernek defterleri, makbuzlar, resmi evraklar, mühür falan işte.

Koskoca Gazeteciler Cemiyeti’nin bir binası, odası, masası, sandalyesi yoktu.

Tansel Kıpçak Başkan, ben sekreterdim.

“Bir yer bulana kadar sende dursun bunlar” diye getirdi, bıraktı.. Aylarca masamın altında durdu Cemiyet!

Sonra Yeni Çarşı’da bir yer bulduk, daraşmalık bir üst kat dükkan.

Kısa süre sonra, Özel İdare İşhanı’na taşıdık. Geçmiş zaman, belki tam tersiydi…

Belki de, kirayı ödeyemiyoruz diye Özel İdare’yi boşaltmış olabiliriz.

 

***

AMA çok daha öncesi var.

Doksanlı yılların başları.. Birkaç yıl öncesinde kapanan Gazeteciler Cemiyeti, yeniden açılıyor.

Meslek büyüğü abiler, amcalar.. Kapattıkları Cemiyet’i hatırlayıp yeniden açalım diyorlar.

Rahmetli Reşit Kıpçak amcamızı Başkan yapıyoruz.

Kimler var yönetimde?

Rahmetli Nejat Akpınar… Rahmetli Fikri Özakbaş… Rahmetli Ahmet Aydemir… Rahmetli Ekrem Balıbek…

Uzun ömürler dilerim; Can Ayalp var yönetimde.

Yedi sekiz kişiyiz.

Yer olmayınca, yönetim kurulu toplantılarını her seferinde gazetelerin birinde yapıyoruz.

En gençleri benim. Ötekiler, babamın akranı.

Babam da bizim zanaatın bir neferiydi zaten.

E o zaman söylemeden geçmeyeyim; gazetecilikte üçüncü kuşağım ben. Dedemin mürettipliğini, babamın hem matbaa hem yazı işlerindeki emeklerine binaen…

 

***

KARARLAR alıyoruz, üye çalışmaları yapıyoruz.. O zamanlar herkesin arabası yok tabi; arabası olana ‘zengin’ diyoruz. Can abinin küçücük bir minibüsü vardı; cümbür cemaat biner ilçe ziyaretleri yapardık.

O küçücük araca nasıl sığışırdık!

 

***

YANLIŞ hatırlamıyorsam, iki dönem ihtiyar heyetiyle beraber Cemiyet’i yönettik.

İhtiyarlar bıraktı, gençler iş başı yaptı.

Macit Arda abimizi seçtik bir dönem.. Bizim de ilgisizliğimiz var tabi; o dönem etkisiz elemandı bizim Cemiyet. Tık yok yani!

Doğan Alpaslan’ı başkan adayı gösterip arkasında kümelendik.

Cemiyet’in evladiyelik Başkanı Ramazan Demir de bu hareketin öncüsüydü.

Seçildik.

Tüzük gereği o zaman yönetim seçiliyor.. Yönetim kendi içinde başkanı belirliyor.

Kongreye gelmeyen Tansel Kıpçak.. Rahmetli Av. Turgut İnal’ın ofisinde yapılan başkan seçimine gelip, “ben adayım” demez mi?

Organizasyonu yapmış önceden.. Beşe dört mü, dörde üç mü artık hatırlamıyorum; Doğancılar olarak kaybettik!

Tansel Kıpçak Başkan oldu. Kimileri istifa etti; ben etmedim.

Birlikte yönettik işte.

Bir sonraki Cemiyet kongresine gitmedim. Kıpçak kaybetti bu kez; Ramazan Demir kazandı.

O gün bugün bizim Ramazan Cemiyet Başkanı’dır.

 

***

TANSEL KIPÇAK Başkanken, Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıflarından Konrad Adenauer, yerel basın ve yerel yönetimler alanında çok etkili çalışmalar yapıyordu.

İşin içinde gavur olunca işkilleniriz. Bizim Başkan tuttu, bu vakıfla iş birliği yaptı; yerel basın seminerleri falan düzenledi.

O zaman gazete sayfalarından çoook saydırmışlığım var bu iş birliğine. Tansel Kıpçak’la uzun süre küs kaldık hâttâ.

Sonra barıştık.

Ramazan Demir’i ise siyasi dönüşleriyle falan eleştirip, muhalif duruşundan vazgeçmesiyle çok örseledik. Siyasi işler de karışınca Cemiyet kongrelerine.. Kocaman puntolarla “AK Cemiyet” diye manşet attıydık.

Ha işte o Ramazan Demir, soy adı gibi ‘demir attı’ Cemiyet’e…

O sebeple ‘Evladiyelik Başkan’ diyoruz ya hep.

Ölene kadar Başkan! Çok yaşa Ramazan…

 

***

EĞRİYE eğri, doğruya doğru; bugün Balıkesir’in etkili sivil toplum örgütlerinden biridir bizim Cemiyet.

İtibarlıdır, etkindir, saygınlığı vardır.

Müze yoksulu Balıkesir’e, Basın Müzesi’ni kazandırmıştır en önemlisi.

Bizim de katkımız var elbet; bahçede camekanın içinde duran Roland Parva baskı makinası bizim hediyemizdir; Yeni Haber’le beraber.

Altın çağını yaşıyor falan diyemeyiz belki ama, bugün eskiye göre çok daha ileride, etkili, sözünü dinleten, itibarını koruyan bir meslek örgütüdür aynı zamanda.

 

***

KİMİLERİ, sohbet muhabbet anlarında, zaman zaman Cemiyet başkanlığına yakıştırır bizi; “aday ol” falan…

Niye ki? Ramazan Demir ve ekibi götürüyor işte, bir sıkıntı var mı?

Ayrıca kolay iş değil yani; Müze bekçiliği mi yaptıracaksınız bu saatten sonra bize?

Ramazan bu görevi kendine iş edinmiş.. Yönetimi ve meslektaşlarını da çok karıştırmaz Cemiyet işlerine.. Kendisi halleder.

Bundan iyisi Şam’da kayısı!

Hem ayrıca ulusal arenada da ismi, cismi var bizim Cemiyet’in; taşrada kenara köşeye sıkışmış, sessiz sakin yerinde duran bir örgüt değil yani.

Netice itibariyle, Ramazan Demir’in profesyonelliğiyle dimdik ayaktadır Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti.

 

***

ALTMIŞ İKİNCİ yıla adım atan meslek örgütümüz için daha nice uzun, başarılı, ses getiren, etkili, eylemsel yıllar olsun.

Ramazan Demir ve saz arkadaşlarına selam eder gözlerinden öperim.

Bendeniz, saz heyetinin en solundaki:

..veeee Atilla Mayda!

 

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Bizim Cemiyet’e altmış ikinci yıl güzellemesi
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!