Saldım çayıra Mevla’m kayıra demiştik geçen haftaki yazımızda Balıkesirspor için. Sağ olsunlar hiçb ir sözümüzü boşa çıkarmıyorlar.
İmi hafta önce basının karşısına çıkma sözü vermişler gelişmelerden haberdar edeceğiz demişlerdi. Verdikleri her sözü unuttukları gibi bunu da unuttular. Her ne kadar onlar cevap vermeye tenezzül etmeseler de biz bıkmadan usanmadan sormaya devam edelim: Ne oldu şirketleşme, ne oldu borçlar, ne oldu transfer yasağı, nerede transferler, ne oldu yeni sezon planlaması? Diyelim ve bekleyelim.
Bekleyelim beklemesine de ne zamana kadar. Yumurta kapıya dayanana kadar mı?
Liglerin başlamasına kaldı 40 gün. Elimizde sadece Teknik Direktörümüz Recep Çetin ve gençlerimiz var. Tabi onları da elimizde tutabilirsek. Yaprak dökümü başladı demiştik. Elimizdeki değerleri yok pahasına kaptırıyoruz. Menajerler, futbol simsarları gençlerimizin peşinde diye uyarmıştık. Hüseyin Karabey’in transfer görüşmeleri yaptığını gözlerimizle görmüştük.
Kimse kimseyi kandırmasın baştan açıklanmayan bonservis bedeliyle futbolcumuza teşekkür edip ardından bonservis bedeli 2 milyon 250 bin diye teşekkür metninin değişmesi kulübümüze gelir kaynağı olduğuna inanmamızı beklemeyin.
Açıklanan bonservis bedeliyle bugünün şartlarında elinde bonservisi olan sıradan futbolcunun senelik alacağı parayı karşılamanın mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Kârda mıyız, zararda amıyız sizin takdirinize bırakıyoruz. Altyapıdan yetiştirdiğimiz oyuncuyu elimizde tutamıyorken nasıl transfer yapacağız. Onu anlamakta zorlanıyoruz.
Borçları futbolcu satarak ödeme yoluna gittiysek sırada hangi gencimiz var diye ilave bir soru daha soralım.
Yaz dönemi transfer sezonunda yasağı kaldırmaya inancımız gün geçtikçe azaldığı bir gerçek. Eldeki avuçtaki futbolcularımızla sezona girecek, yerel seçimler yaklaştığı zaman ara transfer döneminde kurtarıcı rolü üstlenecek Büyükşehir Belediyesini dört gözle bekleyecek gibi görülüyoruz.
Sıkın dişinizi şurada ara transfere ne kaldı ki…