Muğla’nın Milas İlçesine bağlı İkizköy Akbelen Ormanı’nda yapılmak istenilen Madene karşı mücadele eden köylülere ve Aktivistlere Bandırma’dan da destek geldi. Güney Marmara Dayanışması, Akbelen Ormanı’na yapılacak kömür madeni sahasını korumak için Bandırma’da eylem yaparak Akbelen direnişçilerine destek verdi.
POLİTİKA / AYNUR ARICAN / Muğla’nın Milas İlçesine bağlı İkizköy Akbelen Ormanı’nda yapılmak istenilen Madene karşı mücadele eden köylülere ve Aktivistlere Bandırma’dan da destek geldi. Güney Marmara Dayanışması, Akbelen Ormanı’na yapılacak kömür madeni sahasını korumak için Bandırma’da eylem yaparak Akbelen direnişçilerine destek verdi. Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. tarafından Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda yapılmak istenilen madene karşı mücadele eden köylülere ve aktivistlere çok sayıda şehirden doğa savunucusu Akbelen Ormanı’na geldi. Gelemeyen aktivistler ise bulundukları il ve ilçelerde basın açıklamaları düzenledi. Güney Marmara Dayanışması da Bandırma’da eylem yaparak Akbelen Ormanı’nda ağaçların kesilmemesi için direnen aktivist ve köylülere destek oldu ve bir basın açıklaması yaptı. Güney Marmara Dayanışması Sözcüsü Nihal Güven Altınkurt, “Akbelen’de kesilen her bir ağaç insanlık için büyük bir suçtur.” dedi. Güney Marmara Dayanışması, Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nda eylem yaparak Muğla’daki Akbelen Ormanı’nı tehdit eden kömür maden sahasının genişletilmesi çalışmasını protesto etti. 2 yıldır çalışmaya karşı mücadele eden bölge halkının 24 Temmuz’da Jandarma ve kesim ekiplerinin müdahalesiyle uyandıklarını belirten Güney Marmara Dayanışması Temsilcisi Nihal Güven Altınkurt, “Sadece bu bölgede 3 farklı termik santral bulunmakta. Termik santraller için açılan kömür madenleri nedeniyle, bölgede 12 yerleşim alanı ortadan kaldırılırken, binlerce dönüm ormanlık alan da yok edildi. Maden alanlarında artık ürün ekilemiyor, ağaç dikilemiyor, arıcılık yapılamıyor, hayvan güdülemiyor, bir tutam ot bile yetiştirilemiyor.” dedi.
Akbelen’in kamu kaynakları ve enerji şirketlerine alt yapı oluşturmak için acımasızca yağmalandığının altını çizen Altınkurt, “Kamu bütçesi kullanılarak şirketler teşvik ediliyor. Enerji, üretim sürecinden dağıtım sürecine kadar sermayeye peşkeş çekilirken; bu yağma ve talanı bizlere kamu yararı diye yutturuyorlar. Bizler, artık takip dahi edemediğimiz hızla yoksullaşmamıza, geleceğimiz olan ormanlık alanları, tarım topraklarını kaybetmemize rağmen; ucuz enerji de kullanamıyoruz. Bugün Akbelen’de ve yurdun dört bir yanında kesilen, odun olarak görülen milyonlarca ağacımız dünyamız için hayat kaynağıdır.” diye konuştu.
Kapıdağ Ormanları’nda, Karadağ Ormanları’nda, Kaz Dağları’nda, Akbelen’de kesilen her bir ağacın Türkiye’yi çölleşmeye bir adım daha yaklaştırdığını söyleyen Altınkurt, “Sahra Çölü ile Erdek arasındaki en büyük fark Kapıdağ Ormanları’dır. Uzağa gitmemize gerek yok, Bandırma Beyköy’de, Orhaniye’de, Bezirci’de, Çarıkköy’de kuyular kurudu, yer altı suları tükendi. Bu köylerde evlerdeki çeşmelerden su akmıyor. Çölleşme adım adım geliyor. Gıda üretimimiz bundan direk etkilenirken Beyköy ve Bezirci’nin tarım topraklarına yapılan Marmara Organize Sanayi Bölgesi için “Yeşil Sanayi” diye bizi kandırmaya çalışıyorlar. Akbelen’de kesilen her bir ağaç insanlık için büyük bir suçtur. Akbelen’de direnen dostlarımızın yanındayız ve sizleri de dayanışmaya çağırıyoruz” diye konuştu.