Kocaeli’de katıldığı programda özel açıklamalar yapan eski manken ve oyuncu Özlem Yıldız, “Mankenlik eskisi kadar rağbet görmüyor. Serenay Sarıkaya’yı ve Eda Ece’yi beğeniyorum” dedi.
Mankenlik ve oyunculuk da yapan ünlü sunucu Özlem Yıldız, Kocaeli’de düzenlenen Han Bahçe Tiny House lansmanın da önemli açıklamalarda bulundu. Gecenin sunuculuğunu da üstlenen Yıldız, günümüz manken ve oyuncularına dair de fikirlerini söyledi. Mankenliğin eskisi gibi rağbet görmediğini Özlem Yıldız, eskiye göre şimdi sosyal medya sayesinde ulaşılabilirliğin de daha kolay olduğunu ifade etti. Özlem Yıldız, günümüzün popüler oyuncularından Serenay Sarıkaya’yı ve Eda Ece’yi çok beğendiğini ifade etti.
“Mankenlik eskisi kadar rağbet görmüyor”
Fiziği güzel hanımların artık fazla defile olmadığı için oyunculuğu daha çok tercih ettiğini söyleyen Özlem Yıldız, “Ben mankenliği çok az yaptım. Bilirkişi değilim, çok bir şey konuşamam. Benim işim sunuculuk. Fakat kısa bir dönem evet mankenlik yaptım. Hala ara ara yapıyorum ama senede 1 veya 2 defa. Zaten eski defilelerin pek bir hükmü kalmadı. Çok az defile yapılır oldu ülkede. O yüzden de yavaş yavaş özellikle fiziği güzel hanımlar daha çok oyunculuğu tercih etmeye başladılar. O yüzden mankenlik eskisi kadar rağbet görmüyor bence” dedi.
“Sunuculuk anlamında fazla yeni isim yok, bu benim için avantaj”
Yeni nesilde çok fazla oyuncu çıktığını ama fazla sunucu çıkmadığını belirten Yıldız, “Geçen gün şöyle bir şey düşündüm; genç oyuncular, popüler oyuncular çok fazla geliyor. Yeni yeni isimler geliyor. Fakat sunuculuk anlamında çok fazla yeni gelen isim yok. Bence bu benim için çok büyük bir avantaj. Oyuncular tabii çok daha fazla büyük rakamlar kazanıyor. Dizi sektörü şu an çok fazla izlenilen bir sektör. Ona daha fazla ilgi var. Çok da beğendiğim, kaçırmadan izlediğim diziler var. Birkaç tanesi çok büyük favorim” sözlerini kaydetti.
“Ünlülerle sevenleri arasında çok daha rahat köprüler kurulabiliyor”
Eski dönem manken ve oyunculukla şimdi arasındaki farkları değerlendiren Özlem Yıldız, “10-15 yıl öncesiyle şimdi arasında çok farklı gelişmeler var. Sosyal medya bir kere artık herkesin elinde. Mutlaka herkesin bir instagram sayfası var. Doğal olarak ünlülerle sevenleri arasında çok daha kolay köprüler kurulabiliyor. Belki bu biraz avantaj. Aynı zamanda sosyal medyayı kullanmak ticari açıdan da çok büyük bir avantaj haline geldi. Gitgide de buna ilgi artıyor. Benim yaptığım dönemde bir tek Facebook vardı, o da çok fazla kullanılan bir şey değildi. Telefonun yeni çıktığı dönemlerden bugüne şimdi artık küçük yaşta çocukların bile elinde telefon var. Ulaşılabilirlik, tanınabilirlik eskiye göre biraz daha kolay aslında” diye konuştu.
“Serenay Sarıkaya’yı çok beğeniyorum”
Beğendiği oyuncuları ve dizileri değerlendiren Yıldız, “Serenay Sarıkaya’yı çok beğeniyorum, Eda Ece’yi de beğeniyorum” ifadelerini kullandı. Han Bahçe Tiny House lansmanına dair değerlendirmelerde de bulunan Özlem Yıldız, “Pandemiyle birlikte doğayla iç içe olmaya daha çok istek ve talep var. Benim de o dönem Allah’tan evim Beykoz’daydı. Yeşilliklere bakan bir manzarası var. Fakat bire bir yeşilliği yaşamak, onun içinde onu solumak, orada hayat sürmek çok daha konforlu. Pandemiyle ve özellikle deprem tehlikesiyle birlikte de büyük şehirlerde bu küçük evlere çok olmaya başladı. Benim de çok merak ettiğim, günün birinde orada belki bir ormanın içinde yaşayabilir miyim diye düşündüğüm bir proje. Bence çok güzel, keyifli, sıcak ve de konforlu. Sadece küçük bir ev gibi gözükse de içi konforlu, gerçek bir ev yapmışlar. En önemlisi de yeşilliğin içinde olması, bence en güzel şey bu. Gitgide de talepler artacak bu tip evlere” şeklinde konuştu.
“İnsanların hayatına dokunurken bir şeyin eksik olduğunu fark ettim”
Birbirinden bağımsız 63 tiny house’tan oluşan projede her bir parsel 250 metrekare. 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrasında Alperen Ocakları’ndan çok sayıda kişi ile bölgeye gittiklerini ve 1 ay orada kaldıklarını ifade eden projenin yönetim kurulu başkanı Metehan Küpçü, “İnsanların hayatlarına dokunurken bir şeyin eksik olduğunu fark ettim. İnsanların yaşadıkları yapılara zarar geldiğinde sığınacak bir yer olmadığını gördük. Kocaeli’ye döndüğümde, ‘Konuyla ilgili bir şey yapmalıyız’ dedim ve tiny house ile ilgilendik. Yapabileceğimize karar verdik ve projeye başladık. Biz kendimiz imal ediyoruz. Bu yapıları koymak için bir alana ihtiyacımız var dedik ve bir arsa aldık. Projenin yüzde 40’ını tamamladık” dedi.