Kocaeli’de kurulan Fotoğraf Teknolojileri Müzesi, 310 fotoğraf makinası ve çok sayıda ekipmanla fotoğraf teknolojisinin dünü ve bugününü gözler önüne seriyor.
Temeli 1934 yılında atılan ve kağıt üretimini 70 yıl gerçekleştiren Seka Kağıt Fabrikası, restore edildikten sonra SEKA Kağıt Müzesi olarak 6 Kasım 2016’da hizmete açıldı. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan müzede, geçen yıl Dünya Fotoğrafçılık Günü olan 19 Ağustos’ta Fotoğraf Teknolojileri Müzesi kuruldu.
Müzede, 163 yıllık kamera başta olmak üzere körüklü fotoğraf makineleri, filmler ve yardımcı fotoğraf ekipmanları sergileniyor. Bilgilendirici yazıların da yer aldığı müzeyi ziyaret edenler, 310 fotoğraf makinesi ile diğer ekipmanları yakından inceleme ve fotoğrafın tarihini keşfetme imkanı buluyor.
İki yıl önce 86 yaşında hayatını kaybeden fotoğrafçı İlker Kumral’ın yıllardır evinde biriktirdiği fotoğraf makinaları ve ekipmanlarının da sergilendiği müzeyi, 10 bine yakın kişi ziyaret etti.
“Depodaki makineleri de sergiye çıkartmak istiyoruz”
Müzenin koleksiyon ve sergileme sorumlusu Salim Saraç, AA muhabirine, müzede geçmişten günümüze fotoğraf teknolojisinin geçirdiği değişimin anlatıldığını söyledi.
Saraç, koleksiyonlarında 1000’den fazla makinenin yer aldığını, alanın kısıtlı olması nedeniyle eserlerin dönüşümlü sergilendiğini kaydetti.
Fotoğraf ve kağıdın uyumundan dolayı Fotoğraf Teknolojileri Müzesi’nin Seka Kağıt Müzesi içinde kurulmasının uygun görüldüğünü aktaran Saraç, “Matbaadan çıkan kağıdın serüveni bitmiyor, fotoğraflar basılarak devam ediyor. Geçen yıl, Dünya Fotoğrafçılık Günü olan 19 Ağustos’ta müzeyi ziyarete açtık. Burada fotoğraf makineleri üzerinden fotoğrafçılık tarihini anlattık.” dedi.
Saraç, “müze içinde müze” düşüncesiyle yola çıktıklarını dile getirerek, “Kağıt Müzesi’ne gelenler, buraya da uğruyor. Gezi güzergahını ziyaretçilerin Fotoğraf Teknolojileri Müzesi’ni görmeden gitmeyecekleri şekilde ayarladık. Buraya gelen kişiler, ‘Müze içinde farklı bir müze de varmış.’ diyorlar, çok hoşlarına gidiyor.” ifadelerini kullandı.
Müzeyi zamanla geliştirip bütün makinelerin ve ekipmanların aynı anda sergilenmesini hedeflediklerini anlatarak, “Müzede karanlık odamız bulunuyor. İlgili olan kişilerin fotoğrafları çekip bu odada baskı almalarını da sağlıyoruz. Fotoğrafçılık bölümü öğrencileriyle de 2-3 kez atölye yapıp baskı aldık. Depoda halen makineler var, onları da sergiye çıkarmak istiyoruz. Türkiye’de bu tarz müzeler bir elin parmakları kadardır. İzmit’te böyle bir müzenin açılması, fotoğrafseverlerin ve öğrencilerin dikkatini çekti. Fotoğraf makinasını bağışlayanlar dahi oldu. Öğrenciler, ilk defa gördükleri makinelerle karşılaştı.” diye konuştu.