S.S. Balıkesir Hayvancılık Kooperatifleri Bölge Birliği (HAYKOOP) Başkanı Faruk Özen yaptığı açıklamada üreticinin yaşadığı mağduriyetlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini bildirdi. Özen döviz kurlarının düşmesine rağmen yem fiyatlarında bir değişiklik olmadığını da belirterek yetkililerin konuya duyarlı olmasını istedi.
Üreticiden ürün alan firmaların konkordatoyu kalkan olarak kullandığını belirten HAYKOOP Başkanı Faruk Özen, konkordato ilan eden firmalardaki alacaklara karşılık üreticileri kredi verilmesini talep etti.
ÇÖZÜM BULUNMAZSA KAÇIŞLAR BAŞLAYACAK
HAYKOOP Başkanı Faruk Özen yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Ülkemiz 2018 yılının ilk aylarından itibaren döviz kurlarının ve faizlerin yükselmesiyle birlikte piyasalarda dalgalanma meydana gelmiştir. Bu dalgalanmalardan her sektör zarar görmüştür. Zarar gören sektörlerin içinde tarım ve hayvancılık sektörü de ön sıradadır. Yılın her günü üretim yapan ve ürettiği ürünler ile toplumu doyuran çiftçilerimiz bu süreçte ciddi sıkıntı içine girmiştir. Ülkemize karşı küresel sermaye tarafından yaptırım niteliğindeki döviz operasyonuna en yüksek düzeyde mukavemet gösteren yine çiftçi kesimi olmuştur. Ancak bugün gelmiş olduğumuz noktada tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlayan üreticilerimiz ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya kalmış ve krizin faturasını en ağır şekilde ödemektedir. Toplumun en kanaatkâr ve kadirşinas kesimi olan çiftçilerimizin sıkıntılarına çözüm üretecek kararlar alınmasını istiyoruz. Çünkü sorunlara şimdi çözüm bulunamaz ise ileride sektörden kaçışlar artacak ve üretim azalacak. Buda dışa bağımlılık demektir.
FİRMALAR KONKORDATO’YU KALKAN OLARAK KULLANIYORLAR
Sütünü verdiği firmalar konkordato ilan ederek kendini korumaya almıştır. Ancak bu firmalara süt vermiş olan üreticilerimiz mağdur olmuşlardır. Alacaklarını alamayıp borçları yüzünden icralık olma durumuna gelmişlerdir. Kooperatiflerimiz firmalardan alamadıkları paraların KDV sini ödeyemediği için faize maruz kalmışlardır. Bazı kooperatiflerimiz ise üreticiyi mağdur etmemek için firmada kalan para kadar Bankadan faizle kredi çekip varlığını tehlikeye atmaktadır. Konkordato ilan eden firmaların üreticiye olan borç toplamı yaklaşık 50 Milyon TL civarında olup üreticinin parasını ne zaman alacağı konusunda belirsizlik sürmektedir. Hiçbir açıklama yapılmamaktadır.
KONKORDATO İLAN EDEN FİRMADA KALAN ALACAK KARŞILIĞI KREDİ VERİLEBİLİR
Bu konuda teklifimiz; konkordato ilan eden firmalardan alacağı olan üreticilerimize alacaklarını temlik olarak gösterip Ziraat Bankası sıfır faizli kredi vermeli. Böylece kanayan yaraya merhem olunmuş olacaktır.
DÖVİZ DÜŞTÜ, PEKİ YEM FİYATLARI NEDEN DÜŞMÜYOR?
Hayvancılık yapan üreticilerimizin bir diğer sıkıntısı ise yem fiyatlarının hala ucuzlamamıştır. Döviz kurlarıyla birlikte 85 TL ye çıkan yem fiyatı döviz düştüğü halde hala düşmemiştir. Hayvanını pahalı besleyen çiftçimiz ayrıca kesimi gelen danasını 26 TL ye kestirmekle zarar etmektedir. ESK 29 TL’ye kesim yapıyor ancak burada küçük üreticiye sıra gelmediği için hayvanını piyasaya ucuza kestiriyor. Bu kıskaç arasında ne yapacağını şaşıran üreticimiz 2017 yılına ait desteklemelerini beklemektedir. Desteklemeler haddinden fazla gecikmiştir.
ET AÇIĞI DOĞRU PLANLAMA İLE KAPATILABİLİR
Et tüketimimizin iç piyasa üretimi ile kapanmadığı bir gerçek. Bu sebeple belirli sayıda hayvan ve belirli miktarda et ithal ediyoruz. Ancak bu ithalatı geçmişte doğru planlayamadığımız için et fiyatlarında sürekli bir dalgalanma oluyor. Şu anda Bakanlıkta bu konuda bir çalışma olduğunu biliyoruz. Artık ihtiyaçtan fazlası getirilmesin. Yerli üreticimiz zararına hayvan kesmesin. Hesapsız getirilen hayvanlar piyasayı olumsuz etkiliyor. Ayrıca yem talebini arttırıyor. Doğru uygulamalar ile hayvan ithalatından kısa bir sürede kurtulabiliriz.
TÜKETİCİYİ MEMNUN EDERKEN, ÜRETİCİ KÜSTÜRÜLMEMELİ
Ülkemizde mevcut maliyetler ile et fiyatını ucuzlatmak mümkün değildir. Banka faizleri ve enflasyon oranı göz önüne alındığında çiftçiyi üretimden el çektirecek söylemler ve hamleler yapılmamalıdır. Ülkemizde her şey ucuz sadece et pahalı gibi bir anlayış bizleri üzmektedir. Elbette gıda fiyatları tüketici açısından son derece önemlidir. Ancak üretimin önünü keserek gıda fiyatlarını düşüremeyiz, daha fazla ithalata mahkûm oluruz. Yem maliyetlerine karşılık süte ödenen destek miktarı arttırılarak çiftçinin cebine daha fazla para girmesi sağlanabilir ve bu sayede ürün fiyatları artmaz.”