VAR OLMANIN AĞIRLIĞI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

İran’ın modern şairlerinden SohrabSepehri 1967’de yazdığı Suyun Ayak Sesi adlı şiir kitabında “Bir kum alalım yerden / Hissedelim “var olmanın ağırlığını” der.

 

Bizim sorunumuz bize sunulmuş bu muhteşem ve biricik var olma fırsatını ağırlığınca tartamayışımızdır çoğunlukla. Hayatımız unutkanlıkla, uçuşkanlıkla, sonu gelmez planlar, hesaplar, öfkeler, korkular, uyanıklıklar, açıkgözlükler, birbirimize attığımız kazıklar, soktuğumuz laflar elimizden kayar gider.

 

Günlerimiz birbirine benzer. Kıskançlık ve korkuyla kendi kabuğumuza doğru kapanırız. Gözümüz başkalarının başarıları, başarısızlıkları, evleri, arabaları, çocukları, aldıkları sattıklarına takılır ve elimizdeki ilk ve tek fırsat olan yaşamak fırsatını kaçırırız.  Ne güneşi görürüz güneş gibi, ne yağmuru dinlemişizdir. Kafamız hep yerdedir.

 

Göğe bakmadan on yıllar tüketmişlerimiz vardır aramızda.  Bizim mühim işlerimiz ve planlarımız arasında kuşlara, sonbahar yapraklarına, bir ateş yakıp dingince karşısında oturmaya yer yoktur. Fazlaca hafif, fazlaca yüzeysel yaşarız. Rüzgarlı bir günde sokak sokak sürüklenen boş bir market poşeti gibi içimizi dolduran hayaller, hırslar ve hesaplarla oradan oraya sürükleniriz. Bizim ihtiyacımız olan  var olmanın ağırlığını hissetmektir. Durmaktır, anı duymaktır. Yavaşlamaktır. Bizimle birlikte dünyayı da yavaşlatmaktır.

 

Bu işin parayla pulla alakası yoktur. Zaman zengin ve fakir için de aynı hızla geçer. Ölüm herkesin payına adil düşen bir akıbettir. Açlık değildir böyle koşmamızın sebebi, ancak aç bir korkudur bu kesin. Var olmanın ağırlığından uzak yaşamlarımız geçici ilişkiler üretir. Günlük hatta anlık yaşarız. Yazdığımız, çizdiğimiz, söylediğimiz ağırlıktan kalıcılıktan ve varlığın o eşsiz mühründen uzaktır, çöptür. Tüketiriz. Tükeniriz.

 

Dün yazılıp alkışlanmış bugün demode olmuş kitaplarla doludur raflarımız, düşüncelerimiz bayatlar, fikirlerimiz hemencecik değişir, doğrularımız eğrilere dönüşür. Tarihin sözüm ona “ ilkel ve cahil” milletlerinin yaptığı binyıllık binalar ayakta dururken bizim “hafifliğimizin şaheseri binalarımız 20 senede çöp olur, daha 2 senede sıvaları atanlar, boyaları dökülenler olur.

 

Var olmak elimizden akıp gidiyor. Onun ağırlığı hissetmek için yavaşlamak gerek. Telafisi olmayacak. Yaşamı ertelemek aklı kıt bir uyanıklık olarak banka hesaplarınızda biriktirebileceğiniz bir şey değil. Var olmayı ağırlığınca tartmalı. Sepehri’nin sözleriyle bitirecek olursak : Yağmura gitmeli, gözlerimizi yıkamalı ve dünyayı başka gözlerle görmeliyiz.

 

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
VAR OLMANIN AĞIRLIĞI
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!