BALIKESİR’İN YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ İSMAİL KURTLAK

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HİLMİ DUYAR / POLİTİKA / İsmail Kurtlak çok yönlü bir sanatçı. Hem ressam, hem müzisyen, Ressamlığa başlarken, müzisyenlik yaşamında, hep kendi kendini yetiştirmiş. Bu aralar bütün mesaisini resme harcıyor. O bir Balıkesir aşığı, Çocukluğunda, gençliğinde gördüğü, tarihi evlerin bir bir yandığını, yıkıldığını, görünce, bu güzellikleri resimlerinde yaşatmak istemiş. Çok güzel yapıtlar ortaya çıkarmış. Başarılı çalışmaları nedeniyle de “Yaşayan İnsan Hazineleri” kapsamına alındı. “Geçmişini bilmeyenlerin geleceği olmaz” atasözünden yola çıkarak, gelecek kuşaklara Balıkesir evlerini tuvallerde canlandırdığı Balıkesir Evleri ile aktardı.

 

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Ben İsmail Kurtlak 1955 Balıkesir doğumluyum, emekli olduktan sonra resme yönelmiş bir sanatçıyım. Yıldırım Mahallesi çocuğuyum, bu nedenle, Ali Şuuri İlkokulu’nda okudum. Merkez Atatürk Ortaokulu ve sanat okulunun metal işleri bölümünü bitirdim. Bu nedenle teknik resim konusunda eğitim aldım. Müzisyenlik yaptım, evliyim, bir çocuk babasıyım. Şu anda, eski Balıkesir evlerini resmediyorum. Hayatımın kısa özeti bu.

 

 

Emekli olduktan sonra resim çalışmalarına başladığınızı belirttiniz. Siz bir müzisyensiniz, neden müzisyenlik değil de resim. Sizi resme yönlendiren nedenler ne?

Daha önceleri ufak tefek karalamalar yapıyordum. Müzisyen üstadım Toktay Üstündağ, bir gün benim resimlerimi görüce çizimlerimi çok beğendi ve ressam Özdemir Yemenicioğlu’na göstermemi önerdi. Ben heyecanla resimlerimi toplayıp, resmin duayeni Yemenicioğlu üstadıma gösterdim. Resimlerimi demeyelim de çalışmalarımı diyeyim, çok beğendi. Beni teşvik etti ve “Mutlaka resim çalış. İleride semeresini görürsün” dedi. O zaman ben resme daha sıkı sarıldım, daha bir hevesle çizmeye başladım.

 

 

Çok güzel yapıtlarınız var kimlerden ve nerede eğitim aldınız?

Hayır! Kurs murs yok. Ben hiçbir kurum ve kuruluştan, ya da bir şahıstan eğitim almadım. Yaptıkça öğrendim, öğrendikçe yaptım. Dersimi çalıştım, araştırdım, gözlemledim, büyük ressamlar neler yapmış etüt ettim ve bu günlere geldim ve hala öğreniyorum, öğrenmeye çalışıyorum. Öğrenmenin sonu yok malum. Sanat okulundan mezun olduktan sonra özel bir şirkete girdim. Sulama işleriyle uğraşıyordu. Orada ressamlık yaptım. Makinelerin resimlerini çizdim, arazi haritaları yaptım, regülatörleri çizdim orada perspektifi özümsedim. Gün geçtikçe ilerledim. Gözlemlemek için geziyorum, gözlemlediklerimle ilgili lavi çalışmaları yapıyorum. 5-6 metrekarelik küçücük bir atölyede çalışıyordum. Atölyem küçük olmasına rağmen çok şeyler ürettim. Mutluydum, huzurluydum, severek yapıyordum. Zamanla profesyonelleştim, daha güzel şeyler ürettim

 

 

BALIKESİR’İN YİTİP GİDEN DEĞERLERİNİ RESMETMEK İSTİYORUM

Ben Balıkesirliyim. Balıkesir’in her yerini karış karış bilirim. Çocukluğumda, gençliğimde aklıma nakşetmiş bazı yerler yitip gidiyor. Balıkesir’in yitip giden değerleri var. Yangınlar çıktığını gördüm. Ranta kurban gidenler var. Sanat okulu mezunuyum. Perspektife önem veririm. Teknik resimden dolayı görüntüleri iyi biliyorum. Eski evlerin eskizlerini yapmaya başladım. Baktım iyi gidiyor. Resme dönüştürdüm. İlk sergimi, Balıkesir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Sergi Salonu’nda 2000 bin yılında açtım. Eserlerimin hepsi Balıkesir’in tarihi yapılarıydı. Büyük ilgi gördü 24 yapıtın 20’si satılmıştı. Sanırım bu satış Balıkesir’de bir rekor. Satılan resimlerimden, kimisi hava alanı VİP salonunun duvarını süsledi, kimisi Altıeylül Belediye’sinin duvarlarını süsledi. Koleksiyonlara iyi resimler verdim. Ben şimdi o resimlerimi özlüyorum. Onlar benim öğrencilik resimlerim, heyecan duyduğum resimlerimdi.

 

 

GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN TOPLUMLARIN GELECEĞİ OLMAZ

Geçmişini bilmeyen toplumların geleceği olmaz prensibinden yola çıkıyorum. Geçmişimizi, gelecek kuşaklara nasıl aktarırım hesabındaydım. Pek çok binanın fotoğrafları var ancak, o anı durduruyorlar. Yani enstantane. Ben binalara resimlerimde ruh katıyorum. Yani, kimse benim annem gibi yemek yapamaz, hiç kimse benim annem gibi kuru fasulye pişiremez örneği gibi ben de gözlemleyerek, resme, tadını, tuzunu, yağını katıyorum. Balıkesir salt fotoğraflara muhtaç kalmasın diyerek, tarihi binaları resmedip gelecek kuşaklara aktarmayı düşünüyorum. Ben bu kaygıları taşırken, Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı Müzeler Şube Müdürü sanat tarihçisi Faruk Öncü resimlerimi gördü beni belediyenin üst düzey yöneticileriyle tanıştırdı. Bana Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Merkezi’nde bir işlik tahsis ettiler. Çalışmalarımı orada sürdürürken, Mürsel Sabancı ile tanıştım. Bana güzel şeyler sundu, resimlerimi öyküleştirip, kitaplaştırmak istediklerini söyledi. Aramızda bir yol haritası çizdik. Resim sergileriyle başlayan, kent şükran beratının verilmesi, tarihi binaların bulunduğu Kazım Özalp Sokağı’nda bir evin sanat galerisine dönüştürülmesi, benim orada çalışmam ve oraya eski Balıkesir evleri müzesi açılması buraya benim ismimin verilmesi konusunda düşünce işbirliği yaptık. Balıkesirli bir ressam olarak bu gelişmelerden memnuniyet duyacağımı, benim şehrime vefa borcum olduğunu söyledim.

 

 

DUAYEN GAZETECİLER BENİ DAHA ÇOK İSTEKLENDİRDİ

Balıkesir’in duayen gazetecilerinden Ekrem Balıbek ve Reşit Kıpçak. İlk resim sergimde bir araya gelmişlerdi. İkisiyle aynı anda konuştuk. İkisinin de dünya görüşü ayrı fakat ortak noktaları benim çok iyi bir iş ortaya koymamdı. Her ikisi de gittiğim yolda yürümemi tavsiye etti. Onların söylemlerinden daha da feyz aldım ve yürüdüm. Çalışmalarım esnasında çok resim yaptım. Resim pahalı bir uğraş, araç gereç almak çok pahalı. Bu nedenle resim yapıp satmak zorundaydım. Resimlerimi satarken de duayen gazetecilerin sözlerini hep hatırladım ve eski evlerin resimlerini yapmak bende takıntı haline geldi. Balıkesir evlerinin resimlerini yapmayı gelecek kuşaklara aktarma çalışmalarımı sürdürdüm.  

 

 

Balıkesir’de kaç tarihi bina var, kaçının resmini yapabildiniz. Bir resim için kaç gün çalışıyorsunuz?

Balıkesir’de çok tarihi bina var ve sayısını bilmiyorum. 99 binanın resmini yapmak istiyordum. Bu güne kadar 45 binayı resmettim, üzerinde çalıştığım 5-6 yapıt daha var. 99’uncusu Başçeşme olacaktı. Fakat ben hala 45’teyim. Uzun bir yolum var, Azrail gelirse bile pazarlık yaparım şunu bitirivereyim diye. Espri bir yana amacım, Balıkesir evlerini görsün. Bir nesil nasıl yaşamıştır, nerelerde yaşamıştır bunları bilsin. Bu evler bir göstergedir aslında, ekonominin göstergesidir, nasıl bu günlere gelindiğinin bir belgesidir. Bu amaçla yapıyorum eserlerimi. 

 

 

YAŞAYAN İNSAN HAZİNELERİ KAPSAMINA ALDILAR

Yaptığım eserler Balıkesir Büyük Şehir Belediyesi’nce değer gördü, alacaklar, kitaplaştıracaklar sergileyecekler gelecek kuşaklara aktaracaklar. Bazı çalışmalar yapıldı. Beni yaşayan insan hazineleri kapsamına aldılar. Bu konuyla ilgili videolar çekildi, söyleşiler yapıldı. Hadi inşallah ölmeden gerçekleşir bunlar. Şaka bir yana, sanırım bu çekimler Balıkesir’in tanıtımı için bir yerlere verilecek. Ben işin bu yönünde değilim, ben üretmek tarafındayım. Tanıtım çok güzel şey ama ben sosyal medyaya bile giremiyorum. Bazı şeyler için geç kaldık. Korkuyorum İnternette çıkan eserlerimin bir başka ellere geçmesinden. İnternet denilen bir dünya var. Bu dünyaya giremediğim için böyle gidiyoruz. Yapmayı planladıklarımın başında Zağnos Paşa Camisi geliyor, ardından Balıkesir Garı var. En büyük hayalim Kocaman bir tabloda, Şadırvan, Balıkesir Saat Kulesi, ardında, Balıkesir Yazma Eserler Kütüphanesi, alt tarafında, Balıkesir Güzel Sanatlar Galerisi, Balıkesir Kuvayi Milliye Müzesi ve yanındaki Hacı Ali Camisi’nin resmini yapmak var. Hepsi bir arada muhteşem olur. 

 

HAYALİM İÇİN DESTEK GEREK

Şadırvan, saat kulesi, yazma eserler kütüphanesi, Balıkesir Güzel Sanatlar Galerisi, Balıkesir Kuvayi Milliye Müzesi, Hacı Ali Camisi. Birbiriyle bitişik bu tarihi binaların devasa resmini yapmak için çok zaman ve çok emek gücüne ihtiyaç var. Nerede Balıkesir Güzel Sanatlar Lisesi, Nerede Balıkesir Güzel Sanatlar Fakültesi? Eğitim vermekten başka ne yaparlar ne ederler? Bu okullardan bir yetkili gelip sen ne yapıyorsun diye sormadı. Kent Konseyi’ne girdim, ne yaptığımı anlatayım istedim kimsenin umurunda olmadı.  Büyük tablonun ortaya çıkması için, büyük destek gerek. Çok yetenekli güzel sanatlar fakültesi ve güzel sanatlar lisesi öğrencileri var. Benim işliğime uğramıyorlar bile.

 

Çok değerli resimleriniz var, hepsi Balıkesir’in tarihini yansıtıyor. En çok sevdiğiniz ya da yapmaktan aşırı mutluluk duyduğunuz yapıtınız hangisi?

İnsan evlatlarını ayırabilir mi, ayırım yapabilir mi? Hepsini seviyorum. Resimlerimin bir başkası yok, hepsi değerli bir pul gibi. Daha önce de belirttiğim gibi ben çalıştıkça öğreniyorum, öğrendikçe çalışıyorum. Daha ileri, daha güzele gitmek için, herkesin desteğini istiyorum. Hiçbir resmimi diğerinden ayırmıyorum. Hepsi benim canlarım.

 

 

Sizin müzik yönünüz var.  Hangi enstrümanı çalıyordunuz?

Piyano ve klavye benim branşım. Balıkesir’de güzel işler yaptık. İyi bir gurubumuz vardı. Konsey üyelerine bile müzik yaptık. 15 yıl müzisyenlik yaptım. Şimdi benim alanım resim rüyalarıma bile giriyor. 7 nota ile başladım, 7 renkle noktalayacağım. Soranlara ben 7’lere karıştım diyorum İyi bir sanatçının yüzde 10’u yetenekse yüzde 90’ı çalışmak, inatla çalışmak, severek çalışmak gönülden çalışmak. Dalga kayalara birkaç kez vurursa hiçbir şey olmaz, sürekli döverse kaya yıllar sonra kuma dönüşür. Dalga burada görevini yapmış olur süreklilik çok önemli.  

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
BALIKESİR’İN YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ İSMAİL KURTLAK
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!