
Önce cam teras yapmaya karar veriliyor.. “Turizmi canlandırmak için çok önemli bir adım” deniyor. Fakat iş tamamlanınca evdeki hesap çarşıya uymuyor, ziyaretçi sayısı bir türlü beklenen seviyeye çıkmıyor. O vakit, “bir de teleferik yapalım oraya, gelen ziyaretçi sayısı artsın” deniliyor. Hesap kitap yapılıyor, pek pahalı çıkıyor rakam ve vazgeçiliyor.
Sonunda çözümü yolu genişletmekte buluyorlar.. Yolun genişliği altı metreye çıkartılıyor, tur otobüsleri geçebilsin diye. Özel araçlar için ormanda kocaman bir de park yeri ayrılıyor. Taş döşeniyor yola ama asfalt atılmıyor ormana, bu konuda pek “çevreci” davranılıyor.
Lakin kesilen ağaç sayısı belli değil. “Ne olacak bizde çok nasıl olsa” diye düşünüyorlar muhtemelen. Onca para harcanıp yapılmış bu tesis değil mi, yol olsun da ağaçları düşünen kim? Ormancılar mı çalıştıracak sürekli burayı? Hiç olur mu, kiraya verip kurtulmak lazım tabii ki.. Fakat bunun için de “kaymaklı ekmek kadayıfı” formatına getirmek lazım ki tesisi, kiralayan olsun değil mi? Bizim paramızı harcayıp, çalışmayan tesise yol, otopark, yarın da cafe-restoran yapılsın ki, girişimcilerin yüzler gülsün öyle mi?
Ne güzel düzen.. Çok mu lazımdı acaba bize cam teras? Yol iyice açılınca nasıl korunacak peki orman? Bu teras işine, birkaç etapta harcanan paraların toplamıyla, gerçekten ihtiyacımız olan neler yapılırdı kim bilir?



