İSMAİL ERTEN
ÇYDD Balıkesir Şube Başkanı
Göbeklitepe’yle Anadolu tarihi on iki bin yıla çıktı. Anadolu’da tarih yeniden yazılıyor.
Anadolu’da kırkın üzerinde halk yaşıyordu: Luvi, Hatti, Hitit, Lidya, Frigya, Troyalılar.
Bunların üzerine Anadolu’ya Romalılar, Moğollar, Haçlılar, Araplar, Persler, Büyük İskender… geldi, geçti. Yerliler hem birbirleriyle savaştı hem gelenlerle. Savaştılar, yan yana yaşadılar. Birbirlerini etkilediler. Ortak kültür oluşturdular. Anadolu renk cümbüşüne döndü. Çeşit çeşit söylenceler oluştu.
Bu halklar birbirleriyle ve gelenlerle savaşırken bana göre öteki gavurdu. Gavur sözcüğü dilimize girdi. Anadolu’da “gavur inadı, gavura kızıp oruç bozulmaz, gavur etmek, gavur dölü…” gibi deyimler bugün bile kullanılır. Bazı yörelerde “gavur mahallesi, gavur köyü” adlarını taşıyan yerler var.
Anadolu’nun bu özelliğini bilen bir Anadolu çocuğu olan Ahmet Güneştekin sergisine “Gavur Mahallesi” adını vermiş.
Sergi salonunun dışında kocaman taş blokların arasında sıkıştırılmış bavullar var. İnsanlık bir bavulun içine girmiş taşlar (yaşamın gerçekleri arasına sıkışmış) arasına sıkışmış, kıstırılmış insan var. İçiniz eziliyor. Taş blokların arasından utanarak içeri giriyorsunuz.
Sizi Ahmet Güneştekin 7 (yedi) sihirli rakamıyla karşılıyor. Sergi boyunca yedi rakamı hep sizi karşılayacak.
KUTSAL 7 RAKAMI VE YEDİ TEPELİ İSTANBUL
Yedi rakamı üç göksel dinde de kutsaldır. Museviliğe, Hıristiyanlığa, Müslümanlığa göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı, yedinci gün dinlendi. Sergi boyunca bunu hiç unutmamalısınız.
Ahmet Güneştekin sergisinde renkleri, nesneleri, objeleri etkileyici biçimde kullanmış.
İlk olarak sizi İstanbul karşılıyor. İç içe geçmiş yedi halka. Değişik renkte. “Yedi Tepeli” İstanbul’da kültürler (renk renk) birbirinin içine geçmiş. Ortada bir ayna. Siz İstanbul’a bakıyorsunuz. Aynada kendinizi görüyorsunuz. Aslında siz İstanbul’sunuz. İstanbul’u biz yarattık.
Serginin bütün yapıtları iç içe geçmiş yedi nesneden değişik renklerden oluşuyor. Bütün yapıtlarda Anadolu söylenceleri işlenmiş. Birisinde erguvan renkli Troya, Troya’nın ünlü komutanı Hektor, yarı Tanrı Aşil, Paris’in kaçırdığı Helena anlatılmış. İlyada’yı okuduğum için yapıtı daha iyi anladım. Bir başkasında Şahmaran söylencesi işlenmiş. Şahmaran söylencesini bilirseniz şapıtı daha iyi anlıyorsunuz. Anadolu söylencelerini anlatan onlarca yapıt.
BAVULA SIĞDIRILMIŞ YAŞAMLAR VE CIZLAVAT DAĞI
Bir başka salonda yaşamı bir bavula sığdırılmış insanlar ellerinde bavullarıyla önünüzden geçiyor. Yüreğiniz sızlıyor. Diğer salonda bu insanların geride bıraktığı eşyalar; Kırılmış, dökülmüş, parçalanmış. Picasso’nun Guernico Tablosundaki gibi.
Diğer salonda göçe zorlanmış, yerinden yurdundan edilmiş insanların giydiği ayakkabılar (cızlavat) dağ gibi yığılmış. Çocukluğumda ben de giydim. Cızlavat yeni alındıysa koşarken topuğumuz kıçımıza değerdi. Ayağımızın simsiyah olmasının hiçbir önemi yoktu.
Balıklara hangi noktadan bakarsanız değişik bir düşünceye kapılıyorsunuz. Aynı şeyi boğaya bakarken de yaşarsınız. Boğanın baş kısmı ayrı bir şeyi çağrıştırıyor. Boğaya hangi gözle bakarsanız onu görüyorsunuz.
Bir duvarda insan adlarından oluşan sakalı, bulvar, işyeri adları görüyorsunuz. Renk renk. Duvara yaklaşınca bu adların öldürülen, işkencede yitirilen, karakolda yok olan insanlar olduğunu görüyorsunuz. Duvar boydan boya bu insanlarla dolu: Uğur Mumcu, Sabahattin Ali, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Tahir Elçi…. Yüzlerce…
Karşı duvarda kadınlar yüzlerini yazmayla örtmüş yitiklerinin acısını yaşıyor. Gözyaşlarını kimseye göstermiyor. Anadolu’da acı hep kadınlara düşüyor. “Ağlarsa anam ağlar.” Bur duvar boydan boya kadın başlarıyla kaplı.
GAVURLUKTAN KURTULDUĞUMUZ GÜN…
Gavur Mahallesi gavurun gavura ettiğidir. Gavurluktan kurtulduğumuz gün insan oluruz.
Sergiyi 21 Ocak 2023 günü gezdim. Büyülendim. Sergiyi gezeli on gün oldu. O büyünün içindeyim. Uzun yıllar bu büyüden kurtulamayacağım.
Sergiden önce ya da sergiyi gezdikten sonra Göç Öyküleri, İlyada, Viran Dağlar, Karşı Kıyının Işıkları, Karşıyaka Memleket, Emanet Çeyiz, Haymatles, Bir Ada Hikayesi, Eşekli Kütüphaneci..kitaplarını okursanız sergiden daha zenginleşmiş olarak çıkacaksınız.