CHP Balıkesir Milletvekilleri Ahmet Akın ve Ensar Aytekin peynirleriyle meşhur Kars’taydı hafta sonu.
Kars, Ensar Aytekin’in memleketi.
Hani biz “elli peynirli şehir” diye övünürüz falan ama.. Peynir deyince Kars akla gelir ilkin.
Her yörenin kendine has ürünü var tabi.. Her yörenin kendine has peyniri de var.
İsimleri aynı olsa da yapım tekniği ve lezzet açısından çok farklı peynirler bunlar.
Burhaniye tulumunu severek yeriz meselâ.. Erzincan’ın tulumu bizimkilere benzemez hiç. Onun adı da tulum oysa.
***
HAFTA SONU Sarıkamış Şehitleri’ni Anma Töreni vardı Kars’ta. Akın ve Aytekin de bu nedenle Kars’taydı.
Tören için hazırlanan otelde asma tavan çöktü; izlemişsinizdir ekranlarda. Allah’tan hafif yaralarla atlatıldı, daha büyük bir facia yaşanmadı.
Akın ve Aytekin, yaralıları hastanede ziyaret etti, durumları hakkında bilgi aldı. Gelişmeleri sosyal medya hesaplarından paylaştılar.
Bu arada Peynir Müzesi’ni de ziyaret ettiler. Kars’ın meşhur gravyer peynirlerinin yapım aşamasının anlatıldığı objeleri incelediler.
ORALARIN peynirleriyle haşır neşir olurken, Meclis’te temsil ettikleri bölgenin peynirleri akıllarına geldi mi, bilmiyoruz.
Ya da Karslı Ensar Aytekin, “Ben buraların çocuğuyum ama, yaşadığım ve temsil ettiğim Balıkesir’in peynirlerini hiçbir şeye değişmem” dedi mi; onu da bilmiyoruz.
Muhtemelen, iki metreye yakın uzamasının sırları arasında, Kars peynirlerinin etkisi vardır. Kalsiyum içeren gıdaların en başında peynir gelir. Kemikleri geliştirir. Demek ki Kars gravyeri yaramış.
Müze ziyaretinde maket inekten süt sağarken fotoğraf çektirmiş Ahmet Akın.. Bu poza çok güldük.. Kendisi de gülmüş zaten.
YOK YOK, bu bir siyasi eleştiri veya mizah yazısı değil. Mevzu da zaten Ahmet Akın ve Ensar Aytekin değil.
Kars’taki Peynir Müzesi ziyaretinden yola çıkarak.. ‘Elli Peynirli Şehir’ Balıkesir’in bu konuda nasıl gerilerde kaldığını anlatmak maksat.
Hani Elli Peynirli Şehir Balıkesir adıyla bu memleketin orasında burasında üretilen birbirinden farklı peynirlerin tanıtıldığı bir kitabımız var çok şükür. O kitap olmasaydı, özellikle genç kuşaklar yaşadıkları memleketin ürünlerinden çok haberdar olmayacaklardı. Muhtemelen iki – üç çeşit peynir ismi sayabilecek bilgi yetersizlikleri bu sayede ortadan kalkmış oldu.
Bu arada süt ve süt ürünlerindeki fiyat artışları, şarküteri vitrinlerine fena halde yansıdı. Birkaç ay önce seksen – yüz liraya alabildiğimiz bir kilo peynirin üstünde şimdi iki yüz liralık etiket var!
***
PEKİ, elli çeşit peynire sahip bu memleketin Kars’taki gibi bir Peynir Müzesi var mı?
Sütün sağımından peynirin pazara sunulmasına kadarki aşamaların anlatıldığı bir müze…
Zeytinimiz, zeytinyağımız da meşhurdur. Üretim aşaması ve tarihçesini anlatan bir müzeye sahibiz Ayvalık’ta. Ama madem elli çeşit peynirle övünüyoruz, bir de müzesi olmalı Balıkesir’in.
Eh, bir de Gastronomi Şehri övüncümüz, kıvancımız da var. Eti, otu, sütü, deniz ürünleri vesairesiyle Balıkesir Gastronomisi ile öne çıkmaya çabalıyoruz.
O halde, gel – geç etkinliklere dünyanın parasını harcayıp unutulmaktansa.. Kalıcı şeylere kaynak ayırmalıyız.
Üretim standardı ve özelliklerini korumak adına alınan coğrafi işaret, elli peynirin kaçında var sizce?
Dört ya da beş.
Demek ki bu konuya da çok fazla eğilmiyoruz.
***
PEYNİR çeşitliliğiyle kendi kendimize övünmenin çok anlamı yok. Faydası da yok.
Marka Şehir projeleri falan yapıyoruz; kurumlar, kuruluşlar, odalar, dernekler, firmalar işin içinde.
‘Balıkesir Kahvaltısı’ adıyla otuz çeşitli kahvaltı ürününün yer aldığı bir konseptimiz de var.
Bu konsepte, üç beş çeşit Balıkesir peyniri de dahil.
Yani, gastronomi alanında öne çıkmak için adımlar atıyoruz; hiçbir şey yapılmıyor değil.
Gelin noktaya bakarsak.. Sadece peynir ürünleri açısından..
Kars, gravyeriyle dünyaca meşhur.. Bizim elli çeşit peynirden kimsenin haberi yok.
Merkez ve ilçelerde tüm peynir ve bölgeye özgü süt ürünlerinin tanıtılıp satıldığı irili ufaklı mekanlar olmasın mı yani?
Balıkesir’in merkezinde, çeşit çeşit peynirin üretim aşamalarının anlatıldığı bir müze gereksiz bir yatırım mı?
Yönetenlerden hep duyarız, işte efendim “ürün tanıtım reyonları yapacağız, yöresel peynirlerimizi, zeytinlerimizi, yağlarımızı satacağız…”
Görmedik şu ana kadar.