BİR yanda ‘sıfır atık’ projeleri gibi çevreci yönetim uygulamaları..
Diğer yanda çalıştırılmayan arıtma tesisleri!
Bir yanda çöpten yeşil enerji üretme hamleleri..
Diğer yanda denize lağım boşaltma işleri!
Bir yanda “en çevreci belediyeyiz” söylemleri..
Diğer yanda sulak alanları imara açıp parsel parsel satma teşebbüsleri!
Bir yanda “doğa, deniz, orman, hepsi bir arada” muhabbeti..
Diğer yanda ormanın, zeytinliğin ortasına verilen maden ruhsatları!
Bu ve benzeri tezatları say say bitiremeyiz.
***
EN sıcak gündem Balıkesir’in sulak alanıyla meşhur Dalyan sazlığı.
Dalyan sulak alanı içindeki Hazine’den devir araziyi satıp paraya tahvil etme girişimleri…
Oraları yeni imar planlarıyla betonlaştırma çabaları.
..ve bir avuç çevre gönüllüsü, birkaç odacı dernekçi vatandaş dışında, tepkisiz kamuoyu gerçeği!
***
ÖNCEKİ gün Dalyan için yine haykırdı o bir avuç insan.
Büyükşehir Belediyesi’nin nicedir parsel parsel satmayı planladığı sulak alan için “sattırmayacağız” diye haykırdılar.
***
DALYAN eyleminde muhalefet de vardı, belki de ilk defa.
CHP’nin yeni İl Başkanı Erden Köybaşı oradaydı meselâ.. Yine CHP’li bazı il – ilçe yöneticileri.
CHP’li Edremit Belediyesi’nin istifa edip sonra yeniden göreve gelen Başkan Yardımcısı Tümdeniz Çelebi de oradaydı.
İYİ Partili Meclis üyeleri de vardı.
CHP İl Başkanı ile İYİ Parti’nin Büyükşehir Meclis Sözcüsü Davut Çengel de bir şeyler söyledi.
Edremit Belediyesi adına Tümdeniz Çelebi de iki kelam etseydi iyiydi.
Hani, “biz buralarda yeni imar dokusu istemiyoruz, bu arazilerin satılmasına karşıyız, Dalyan doğal yaşam parkı olarak değerlendirilsin” falan…
Ama bu kez de “madem öyle, niye buralara inşaat ruhsatı verdiniz birader” diye seslenebilirdi oradakilerden biri.
Ya da Çıkrıkçı köylüsüne tahsis edilen yüz on bir dönümlük tarım arazisini gözüne kestiren Büyükşehir Belediyesi ile Edremit Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın paslaşmalarına dair çatlak bir sesleniş.. Mümkündü yani.
Geçen gün yine Edremit Meclisi’nde gündeme getirilmiş şu Çıkrıkçı mevzusu.. Ara komisyon falan kurulmasını istemişler, kabul edilmemiş falan ama..
Yarın ne getirir bilinmez…
***
BİR de tevatür o ki, Körfez’in başkanlarına şöyle seslendiği söyleniyor Büyükşehir Başkanı’nın:
“Dalyan malyan deyip durmayın bir süre, konuyu gündeme getirmeyin, biz de ne istiyorsanız halledelim…”
Tevatür böyle.
***
HAYDİ diyelim sattın oraları.. Parayı koydun kasaya.. İşini gördün.
Yarın ne olacak?
Daha çok beton, daha çok yol, daha çok nüfus, daha çok trafik, daha çok çöp, atık, vesaire.
İçinden çıkılmaz bir kaos.
Hiç kimse, “çok iyi iş çıkardı, buralar eskiden sulak alandı, börtü böcek yuvalanırdı, bizim başkan bir imar planı yaptı, bak ne güzel oldu ortalık” demeyecek.
Belki birileri karlı çıkacak bu işlerden, kazanacak, arazisi, tapusu, binası değerlenecek.
Ama büyük çoğunluk, “kamu yararına bir icraatı olmadı” diyecek ardından.
Bunları da düşünmek lazım. “Benden sonrası tufan” düşüncesinden kurtulmak lazım.
***
ÇOĞUNLUK ne istiyor orası için?
Sulak alanın bütünü doğal yaşam parkına dönüştürülsün istiyor.
Göçmen kuşlar gelsin konsun.. Buradaki su üstü ve su altı canlı varlığı yaşamını sürdürsün..
Deniz kirlenmesin.. Ortalık betonla dolmasın.
Herkesin yararlanabileceği bir doğal yaşam alanı planlaması yapılsın.
***
SATIŞ kararının çıktığı Meclis’te, bir CHP’li üye söz aldı, “emeklilerin toplu taşımadan ücretsiz yararlanmasını istiyoruz” dedi.
Bu da bir talep.. Kamu yararına bir talep hem de.
Peki, koca arazinin satılmasıyla ilgili karar için ne dedi?
Tık demedi!
Böyle muhalefet olunca, işler tıkır tıkır yürüyor…
***
YÜCEL YILMAZ’a bu hususta çok seslendik, bir daha seslenelim.
Gel bu Dalyan inadından vazgeç.
Halkın dediği olsun.