Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem milletvekili ve parti meclisi üyesi Umut Oran dün Balıkesir’e gelerek partililerle buluştu. Oran, Karesi İlçe Başkanlığını ziyaret ederek ülke ve dünya gündemini değerlendirdi. Ahmet Akın’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmesini olumlu karşılayan Umut Oran 2019 Mart ayındaki seçimlerin CHP’nin iktidarının habercisi olacağını belirtti.
Balıkesir’in Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’nin kazanmaması için hiçbir nedenin bulunmadığını ifade eden CHP’li Umut Oran, “Balıkesir’in cömert topraklarında her şey var. Yani un var, yağ var, şeker var, ama bir türlü helva olmamış. İnşallah Balıkesir üzerinde değerli milletvekilimiz Ahmet Akın örgütümüzün, partililerimizin çalışmalarıyla inşallah bu seçimlerde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarına fırsat verecek” diye konuştu.
TÜRKİYE GERÇEK GÜNDEMİ TAKİP ETMİYOR
CHP’li Umut Oran CHP Karesi İlçe Başkanlığını ziyaretinde ilk olarak gündem değerlendirmesinde bulundu. Oran Türkiye’de gündemin çok hızlı değiştiğini belirterek, gerçek gündemin vatandaşlardan saklandığını ileri sürdü. Oran şunları ifade etti:
“Türkiye’nin gündemi bitmez. Önümüzde yerel seçim süreci var. Ama gerçekten Türkiye çok hızlı gündem tüketiyor. Dün Salı’ydı ve mecliste grup toplantıları vardı. Grup toplantılarında konuşulanlar, liderlerin birbirlerine söylediklerine baktığınız zaman bir günlük Türkiye’nin gündemini gelişmiş ülkelerde bir yılda tüketmiyorlar. Türkiye çok hızlı gündem tüketiyor. Ve maalesef gerçek gündemi aslında güncel gerçek gündemi siyaset çok fazla kendi gündemine almıyor. Gerçek gündeme baktığımız zaman; özellikle benim yurt dışı görevlerim çerçevesinde uzun yıllardır hem AB’de hem Sosyalist Enternasyonal’de genel başkan yardımcısı olarak BM’de ve dünyada gördüğüm gelişmelerle Türkiye’yi bekleyen gerçek tehditler, riskler nedir diye baktığımız zaman tabi içerideki sıkıntıları bir kenara koyuyorum. Ama çok ciddi bir tehlike var. Özellikle 21’inci yüzyıl aslında hızı; teknolojinin, bilişimin son derece etkin olduğu yeni bir çağ. Bir taraftan enerji devrimi, robot devrimi, dijital devrim, diğer taraftan uzay çağı var. Yani muazzam bir hız var, bilgi çağı var. Ama aynı zamanda da büyük bir güç savaşı var. Bu güç savaşı dünyayı üçüncü dünya savaşına da götürebilir. Bu güç savaşı enerjide, özellikle petrol, doğalgazda, ticarette çok büyük boyutlara geldi. Her an çatışma içerisinde ABD, Rusya Çin izliyorsunuzdur. Biz bu çatışmaların, disk ve tehditlerin aslında Türkiye olarak tam ortasındayız. Türkiye’nin her an bu bölgesel çatışmalara karşı hazırlıklı olması lazım. Bu çok önemli.
MİLLİ BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜN SAĞLANMASI GEREKİYOR
Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki; coğrafyamızın Ortadoğu zaten bir yangın yeri, Ortadoğu hemen dibindeyiz. Oradaki politikaları da iktidarın çok yanlış yönlendirmesi ve dahil olması var. Ama Ortadoğu’da Suriye’de yaşananlar Libya, Mısır, Irak, Ortadoğu tam bir yangın yeri. Diğer tarafta da Doğu Akdeniz çanağı var. Doğu Akdeniz çanağında özellikle İsrail, ABD’nin etkisiyle Kıbrıs’ta petrol ve doğalgaz, enerji rekabetinin getirmiş olduğu fiili bir durum var. Yani bizim Doğu Akdeniz’de yabancı bandıralı gemiler ve savaş gemileri cirit atıyor. Özellikle Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin bu konudaki almış olduğu pozisyon var. Bir şekilde Akdeniz’de bizim alanımız daralıyor. Yine Ege’ye bakıyoruz. Ege’de de Yunanistan son zamanlarda karasularında 6 deniz milini 12 deniz miline çıkartmak gibi bir söylemde bulunuyor. Neredeyse bu İzmir’e kadar gelecekler anlamına geliyor. Öbür taraftan da işgal edilmiş adalarımız var. Buralarda da silah tatbikatı yapıyorlar. Oralara Lozan’a göre silah götürmemeleri gerekir, oralara silah götürüyorlar, mühimmat yerleştiriyorlar. Biz bunun tam merkezindeyiz ve çember bizim açımızdan daralıyor. Bunu şu açıdan söylüyorum: Tam da bu noktada aslında Türkiye Cumhuriyeti olarak, siyasetçiler olarak, başta iktidar olmak üzere milli birliğin ve milli bütünlüğün sağlanması gerekiyor. Yani seçimler olur, rekabet olur ayrı. Ama milli birlik ve milli bütünlük ulusal güvenliğimiz ve milletimizin bekası için olmazsa olmaz olması gerekiyor. Bunu yaparken de her türlü dışarıdaki çatışmada bölgesel çatışmaya girebilecek veya o riski taşımanın idrakinde olması lazım Türkiye’yi yönetenlerin. Burada da akıl ve bilimi referans alması lazım. Her şeyi ortak akıl ve bilim; Atatürk’ün bize bıraktığı en önemli manevi miras.
İKTİDAR PARTİSİ ULUSAL GÜVENLİĞE TERS HAREKET EDİYOR
Bunu özellikle Balıkesir’de gündeme getirmek istedim. Burası özel bir yer, burası Kuvayi Milliye’nin, Kurtuluş Savaşı’nın destanının yazıldığı bir yer. En çok şehitler verdiğimiz illerimizden birisi. Hem bir kurtuluş mücadelesi yaşanmış hem de bir kuruluş destanı yazılmış bir yer burası. Bu kadar birlik, beraberlik ve dayanışmanın olması gerektiği noktada Türkiye’yi yöneten AKP bu durumun ne kadar farkında veya bu durumu sağlıyor mu veya bu durumu provoke mi ediyor veya bu durumun olmamasını yani milli birlik ve bütünlüğün olmamasını mı sağlıyor diye soru sormak gerekiyor. Yani AKP bunun ne kadar idrakinde? Ne kadar AKP Türkiye’nin bekasını, Türkiye’nin milli ve ulusal çıkarlarını dikkate alabiliyor? İzlediğimiz zaman bunun farkında olmadığını veya bilerek bunun tarsine çalıştıklarını görüyoruz. Sürekli bir ayrışma, sürekli bir çatışma. Yani siyasette içeride her zaman partiler arası rekabet olabilir, gayet doğaldır. Seçimler olur, seçimler biter ama her şey bir kenara ulusal çıkarlar, vatandaşa, halka hizmet. Onların sorunlarını çözmek, ekonomik sorunlar, dış politika, yoksulluk, enflasyon, yani her konuda birlik, beraberlik, özellikle ulusal güvenlikte olması gerekiyor. Bugün özellikle AKP’nin politikaları tam tersidir.”
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI KENDİ İŞİNE BAKSIN
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 10 Kasım öncesinde Atatürk’e hakaret ettiği öne sürülen Kadir Mısıroğlu’nu ziyaret etmesinin ülkedeki milli birlik ve beraberliğe zarar verdiğini savundu. Oran şunları kaydetti:“Beni rahatsız eden bir şey bu gündeme geliyor ama burada özellikle bir kez daha gündeme getirmek istedim. Ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı var. Diyanet İşleri Başkanlığı 2019 bütçesi yüzde 154 artırıldı, çok yüksek bir bütçe. Aslında Diyanet İşleri Başkanı’nın çalışmalarını izlediğimiz zaman çok lüks bir hayat yaşıyor, çok ciddi bir savurganlık içerisinde bir hayat yaşıyor. Fakat Diyanet İşleri Başkanı’nın bir sorumluluğu var. Kendisinin yasalarla olan bir görevi var. Bu sorumluluk ve görevi ifa etmesi gerekir. Ve çok hassas bir konu; din, inanç. En hassas ve en kırılgan konulardan bir tanesi ama Diyanet İşleri Başkanı bunları bir kenara atıyor. Tam tersi bu ülkenin en önemli değerlerini hiçe sayan, Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne her vesileyle hakaret eden ve aynı zamanda ‘keşke Yunan galip gelseydi’ diyebilecek kadar da vatana ihaneti bu kadar rahat bir şekilde söyleyebilen bir fesli meczubun yanında durabiliyor. Tam da 10 Kasım öncesinde onu ziyaret edebiliyor, hediyeler götürüyor ve yaptığı ziyarette kamuoyuyla paylaşıyor. Benim tam da söylediğim sıkıntı bu. Sıkıntı nedir? Büyük bir tehdit içerisindeyiz, ulusal güvenliğimiz her an risk altında olabilir. Dışarıda bölgesel çatışmalar olabilir. Biz içeride milli birlik, milli bütünlük içerisinde olmamız gerekiyor. Fakat bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı tam da bu noktada bu ülkenin birliğine, bütünlüğüne, neredeyse yabancı iş birlikçiler, emperyalist güçlerin bir maşası olmuş bir kişinin yanında durabiliyor ve Türkiye’yi böyle bir sıkıntıya sokabiliyor. Bunu özellikle burada söylemek istedim. Çünkü Yunan işgali döneminde, Kurtuluş Savaşı döneminde bu topraklarda bedel ödendi, bu topraklarda insanlar canlarından oldular. Yani bir anlamda bu söylemler, buradaki insanların verdikleri mücadeleye de karşı bir anlayış. Onun için Diyanet İşleri Başkanı’nın siyasete malzeme taşımaması, vatandaşa hizmetlerini kendisine sınırlanan çerçevede yapması gerekir. Diyanet İşleri Başkanının bu hassasiyeti göstermemesi noktasında da iktidarın da milli birlik ve bütünlük noktasında iktidarın buna göz yummaması, bu ayrışma politikasını terk etmesi, milli birlik ve beraberliği sağlaması için azami dikkat etmesi gerekir. Maalesef bunları göremiyoruz.”
İKTİDAR PARTİSİ YORULDU
Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin CHP’nin yanı sıra ülke içinde çok önemli olduğunu vurgulayan CHP’li Umut Oran Ahmet Akın’ın adaylığının CHP’ye zafer getireceğine inandığını söyledi. Oran şunları ifade etti:“İşte bu nedenle; yani dünyadaki gelişmeleri okuduğunuz zaman Türkiye’nin içinde bulunduğu risk ve tehditlere baktığınız zaman tam da bu noktada önümüzdeki 4 ay sonraki seçimler sadece partimiz adına değil, ülkemiz adına da hayati önem taşıyor. Bu iktidarın 16 yıldır artık yorulmuş olan, iktidar körü olan, güç zehirlenmesine uğramış olan bu iktidarın değişmesi gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partililer olarak bizim bu en önemli, en öncelikli görevimiz. Sadece partimizin başarısı için değil, hem muasır medeniyet seviyesinin yakalanması için hem de olası bu tehditleri bertaraf edip milli birlik, bütünlüğü sağlamamız açısından son derece önemli. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu süreçte mutlak ama mutlak başarılı olmamız gerekiyor. Geçmiş seçimlerden özeleştiri yaparak, kendi öz gücümüze, öz ideolojimize, öz evlatlarımıza güvenerek, inanarak ve tek hedef her yerde başarı ve her yerde iktidarı yakalamak olarak bir çalışma yürütmemiz lazım. Ülkemizi bu tehditlerden bir şekilde korumamız gerekiyor.
HER ŞEY VAR HELVA KARAN OLMAMIŞ
Bu vesileyle Balıkesir’de adayımız erkenden belirlenmiş oldu. Bu anlamda bunun bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Yıllardır Balıkesir’de özellikle büyükşehir çerçevesinde burası gerçekten doğası, tarihi, kültürü çok önemli bir şehir. Aynı zamanda da burada çok cömert topraklar var. Burada tarım, hayvancılık, sanayi, turizm var. Burası beyaz ette ve kırmızı ette Türkiye’nin önemli bir merkezidir. Ama Balıkesir sürekli olarak göç de veriyor, iş, aş sorunu var, yani sorunları bitmiyor. İnşallah milletvekilimiz, başarılı çalışmalarını Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sürecine de taşıyacaktır. Bu topraklar layık olduğu şekilde berekete, mutluluğa, sağlığa ve refaha kavuşacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bu cömert topraklarda her şey var. Yani un var, yağ var, şeker var, ama bir türlü helva olmamış. İnşallah Balıkesir üzerinde değerli milletvekilimizin, örgütümüzün, partililerimizin çalışmalarıyla inşallah bu seçimlerde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarına fırsat verecek. Buradan da inanıyorum ki Türkiye’ye de Balıkesir modeli olarak önemli açılımlar yapacaktır. Sonuçta artık bir değişim zamanı olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu seçimler ülkemize ve Balıkesir’e daha güzel günler getirecektir diye umut ediyorum.”