Korona virüs tedavisi sonrasında akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 108 gün yoğun bakımda tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bu süreçte ve sonrasında yaşadıklarını ikinci kitabı olan “İkinci Yaşam: Siyaset ve İhanet” kitabında anlattı. Böcek, “Belki de çok az siyasetçinin yaşayabileceği olayları yaşadım. Ancak, bu yaşadıklarımı kendimle götürmek ve unutturmak istemedim. Yaşadıklarımın tüm kesimlerce merak edilmesi, aynı zamanda ibretlik olması nedeniyle yazma sorumluluğunu hissettim” dedi.
Korona virüs tedavisi sonrasında akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 108 gün yoğun bakımda tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ikinci kitabını çıkardı. Başkan Böcek, yoğun bakım günlerini ve sonrasını anlattığı kitabına “İkinci Yaşam: Siyaset ve İhanet” ismini verdi. Kitabın tanıtım toplantısı şehir merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi. Toplantıya iş, siyaset, spor başta olmak üzere çok sayıda sektörden katılım oldu. Lansmanda Başkan Böcek’in korona virüs döneminde ve sonrasında yaşadıkları da kısa bir şekilde film olarak katılımcılara izletildi.
“Çünkü sizlere anlatacağım çok şey vardı”
Konuşmasına Bartın’da yaşanan maden faciasında hayatını kaybedenleri anarak başlayan Böcek, “Bugün benim için çok heyecanlı ve anlamlı bir gün. İkinci kez bu heyecanı ve bu duyguyu yaşıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Neticede söz uçar, yazı kalır. Onun için de ‘Ben Bu Şehre Aşığım’ adlı kitabımın ardından, hikayemin yarım kalan kısmını hayata ve sizlere bırakmak istedim. Çünkü sizlere anlatacağım çok şey vardı. Acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle, başarısıyla, hastalığıyla, sağlığıyla, dostluğuyla, ihanetiyle” açıklamasını yaptı.
“2. kitabım artık raflarda okunmaya hazır”
Hayata dair içinde olan ne varsa paylaşmak istediğini sözlerine ekleyen Başkan Böcek, “Bunun da en güzel yolu, elbette yine sözleri kaleme almaktı. Sizden biri, Muhittin Böcek olarak doğup büyüdüğüm bu topraklarda, Antalya’ma 28 yıldır bitmeyen aşkımla yaptığım hizmetlerimi, hastalığım döneminde yaşadıklarımı, başkanlık dönemindeki tecrübelerimi, kısacası beni ve düşüncelerimi anlattığına inandığım 2. kitabım artık raflarda okunmaya hazır. Bugün ilk defa sizlerle paylaştığım ‘İkinci Yaşam: Siyaset ve İhanet’ kitabımla aynı zamanda sizlere içimi döküyorum” dedi.
“Esasında okuyan herkesin, kendinden bir şeyler bulacağını düşünüyorum”
“Bu kitapta, çocukluğumu, gençliğimi, anılarımı, seçim sürecinden itibaren yaşadıklarımı, hayatımın en zor zamanı olan yoğun bakım günlerini, o günlerde dostlarımın, dost sandıklarımın yaptıklarını da anlattım” diyen Böcek, “Kitabımın, geleceğimizin teminatı gençlerimize, siyasetçilere ve tüm okurlara da rehberlik edeceğine inanıyorum. Esasında okuyan herkesin, kendinden bir şeyler bulacağını düşünüyorum. Çünkü nerede olursak olalım, kim olursak olalım, hayat yolculuğu hepimize her türlü duyguyu yaşatıyor. Her insan yaşadıklarından öğrenir. Ben de yaşadıklarımdan çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Şimdi kitabımdan sizlerle bir bölümü paylaşacağım” açıklamasına yer verdi.
“Belki de çok az siyasetçinin yaşayabileceği olayları yaşadım”
Başkan Böcek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Anladım ki, en önemli değer sağlıkmış. Anladım ki, duaların ve sevginin iyileştirme gücü varmış. Anladım ki, hayati sıkıntılar yaşandığında, dostun ve düşmanın görüntüsü daha çok netleşiyormuş. Anladım ki, iyiler er ya da geç kazanırmış. Anladım ki, haklıysan Hak seni korur, ilahi adalet yerini bulur. Ve anladım ki insan sevgisinin verdiği mutluluğu başka hiçbir şey vermiyormuş. Sonuç olarak anladım ki, insana verilen değer en önemli değermiş. Halka hizmet Hakka hizmetmiş. Belki de çok az siyasetçinin yaşayabileceği olayları yaşadım. Ancak, bu yaşadıklarımı kendimle götürmek ve unutturmak istemedim. Yaşadıklarımın tüm kesimlerce merak edilmesi, aynı zamanda ibretlik olması nedeniyle yazma sorumluluğunu hissettim. Sevdiklerim ve sevenlerim için bunu yapmayı görev olarak kabul ettim.”
“Daha yapacak çok işimiz var”
Hiçbir zaman geçmişe takılı kalmadığını belirten Böcek, “Hep ileriye baktım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Dinlenmemek üzere yola çıkanlar, asla yorulmazlar’ dediği gibi bundan sonra da alnım açık, başım dik olarak yolumuza devam edeceğim. Daha yapacak çok işimiz var. Her şeye rağmen, Mevlana’nın söylediği gibi ‘Dün dünde kaldı cancağızım, bugün güzel şeyler söylemek lazım.’ Planlı, kurallı, kimlikli bir kent için çıktığımız bu yolda, Antalya’mıza ve hemşehrilerime aynı azim ve kararlılıkla hizmet etmek boynumun borcudur. Benim bu yolculuğumda, iyi ve kötü günümde yanımda olanlara, sağlık çalışanlarımıza, desteğini esirgemeyen tüm siyasilere, hemşehrilerime, yurt içinden ve yurt dışından dua eden, iyi dilek ve temennilerde bulunan tanıdığım tanımadığım herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Allah’ıma şükürler olsun ki dimdik ayaktayım” dedi.