KARAPÜRÇEK DERESİ KAN AKIYOR BAKSANA…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

KARAPÜRÇEK Deresi’ne tarım ilacı karışmış.

Balıkesir Valiliği uyarıyor: “Dereden uzak durun!”

Uyarı kim için?

Derede yüzen, suyunu kullanan, hayvanına su içiren, tarlasını sulayan için.

Bir de o derenin gerçek sahipleri var.

Üstü ademoğlununsa.. Altı su canlılarının.

Balıkların, su kaplumbağalarının, su yılanlarının, oralardan beslenen kuşun, börtü böceğin.

Ya onların hayatı?

 

***

KİR pas akmayan, atık bulaşmayan, kanalizasyon salınmayan, sanayi çöpleri savrulmayan dere, çay, nehir kaldı mı güzel memleketimde?

Karapürçek Deresi de onlardan biri.

Çok uzun zamandır dereye bir şeyler karışıyordu belki.. Bu kez kırmızı akınca suyu, açıklama yapma, vatandaşı uyarma gereği duydular.

 

***

VALİLİK diyor ki: “Tarım ilacının Karapürçek Deresi’ne karıştığı ve kırmızı renkli bir kirlilik oluşturduğu tespit edilmiştir. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğümüz tarafından idari işlem, cezai yaptırım süreci başlatılmış olup konu yakından takip edilmektedir.”

Bölgede besi damları, tavuk çiftlikleri, tesisler falan çok.

Kirlenme bunlardan mı kaynaklanıyor, yoksa başka bir sebebi mi var?

Kim karıştırmış tarım ilacını dereye; kimler salmış zehiri?

Kişi mi, kuruluş mu, çiftçi mi, besici mi, dam sahibi mi, çiftlik patronu mu?

Kim salmış?..

Bunu da açıklamalı Valilik.

Ya da konuyla ilgili kurum ve kuruluşlar.

 

***

VALİLİK, Çevre ve Şehircilik, İl Sağlık müdürlükleri, sonra ne bileyim Büyükşehir Belediyesi…

Jandarma’nın çevre birimleri falan.

Her biri ayrı ayrı işlem yapmasın mı yani?

Çevre Müdürlüğü, “kestim cezasını” deyince iş bitti mi?

Dereye akıttığı zehir.. Suyu kıpkırmızı akıtan her kimse işte; onun dereye saldırı tarım ilacı artıkları.. Sadece Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün kapsamında mı?

Halk sağlığı açısından bakarsak.. Deniz suyu analizlerine dair sergilediği hassasiyetin aynısını, Karapürçek Deresi için de beklemek gerekir İl Sağlık Müdürlüğü’nden.

Jandarma’nın çevre birimleri bir zamanlar çok iyi çalışıyordu bizim buralarda. Gazetelerdeki en küçük bir çevre haberine bile odaklanıp takibe alan, çevre sorunlarını yerinde tespit edip gereğini yapan bir birimdi.

Şimdi ne yapıyorlar, nasıl çalışıyorlar, eski hassasiyet var mı yok mu, inanın bilmiyorum.

Bir astsubay arkadaş vardı yıllar önce.. Dikkat çektiğimiz bir çevre sorunu için arar, teşekkür ederdi kurumu adına. Sonra, bu soruna dair neler yaptıklarını anlatırdı.

Ya Büyükşehir Belediyesi?

Çevre ve halk sağlığını öncelemesi gereken bir kurum.

Karapürçek Deresi kıpkırmızı akıyorsa, “Çevre Müdürlüğü gereğini yapıyordur” deyip kenara çekilmemeli.

 

***

KİM akıttı zehiri Karapürçek Deresi’ne?

Bunları açıklamak zorundalar kamuoyuna.

Adam hiç kimseyi umursamadan, şakır şakır döküyorsa zehiri.. Otomatikman ‘halk düşmanı’dır.

Bunun yanına çevre düşmanlığı suçunu da iliştirip öyle yargılanmalı, her kimse…

Vatandaş, bunu kimin yaptığını, neden yaptığını bilmeli.

Ayrıca, Çevre Müdürlüğü’nün keseceği para cezası, o dereden yararlanan insanların ve dahi cümle canlının yaşamına kast edecek boyuttaki ağır bir suçun karşılığı olmayacaktır.

Valilik başta olmak üzere, ilgili ve sorumlu tüm kuruluşlar, bu konuyu hafif para cezasıyla geçiştirip üstünü örtmemeli.

Yaşanan bir çevre katliamıdır. Canlı yaşamına kast etmektir.

 

***

VALİLİK Karapürçek Deresi’ne karışan tarım ilacıyla ilgili uyarı yaparak zaten olması gereken mülki sorumluluğu yerine getiriyor.

Ne ki, sorun sadece Karapürçek Deresi değil bu memlekette.

Balıkesir’in orasında burasında akıp giden derelerin, çayların hepsine atık karışıyor.

Kimisine sanayi atıkları, kimisine tarımsal ve hayvansal atıklar, kimisine kanalizasyon.

Çoğu dere güzergahında maden alanları var malum. Bir heyelanda, bir yağmurda bunların atık duvarları çökebiliyor; zehirli atıklar çevreye yayılıyor. Ayvalık’ta bunun örneğini yaşadık.

Gönen Çayı meselâ, kirliliğiyle meşhur. Bu konuda kaç kez soru ve araştırma önergeleri verildi Meclis’e. Ne oldu; Gönen Çayı pırıl pırıl mı şimdi?

Kazdağları’ndan inip Edremit Körfezi’ne dökülen dereler çaylar falan..

Edremit Çevre Platformu gün aşırı bu konuda uyarı yapıyor, halkı bilgilendiriyor; yetmiyor çayın denize boşaldığı noktadan numune alıp analiz ettiriyor, sonucu ortaya koyuyor.

İl Sağlık Müdürlüğü “deniz suyunda sıkıntı yok, geçen yıllara göre deniz suyundan kaynaklanan hastalıklarda artış yaşanmadı” diyor.

Böylece, deniz suyunun tertemiz olduğuna inanıyoruz hepimiz!

Peki o kanalizasyon kokuları nereden geliyor? Arıtmaların yetersiz kaldığı bir ortamda, kâh bölgedeki kanalizasyonun, kâh derelerden inip denize ulaşan nice atığın deniz suyunu bulandırmaması, halk sağlığını tehdit edecek boyutta bir kirlilik oluşmaması mümkün mü?

 

***

MADEM Karapürçek’le ilgili bir hassasiyet ortaya koydu Balıkesir Valiliği.. O halde, bölgenin tüm çevre sorunlarına dair benzer bir hassasiyet bekler kamuoyu.

Meselâ, çevre ve canlı için tehdit oluşturan madencilik faaliyetlerini sıkı takibe almaları gerekir.

Yani, maden şirketlerini ziyaret edip bölgelerinde yarattıkları istihdamı, ekonomik hareketliliği falan överken.. Madencilik faaliyetlerinden muzdarip ahalinin de sesine kulak vermeleri beklenir.

 

***

KARAPÜRÇEK Deresi’ndeki zehir kırmızısını görünce.. Yaşar Kemal’in ‘Bir Ada Hikayesi’ serisinin ilki geldi aklıma: Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana!

Aldık bu kitap adını, Karapürçek’e yapıştırdık:

“Karapürçek Deresi Kan Akıyor Baksana!”

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
KARAPÜRÇEK DERESİ KAN AKIYOR BAKSANA…
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!