BİZİM Büyükşehir Belediyesi’nde çalışma mantığı bu şekilde.
Böyle olduğunu zaten biliyorduk; Yücel Yılmaz’a teyit ettirdik.
Geçen akşam Kafe Gool Bahçe’de köfte ekmek yiyoruz. Hanımlı beyli kalabalık bir ekip içeri girdi.
En önde Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz.. Ardında Genel Sekreter Mustafa Küçükkaptan.
Bizi görünce, ekipten ayrılıp yanımıza geldiler.
‘Hayırlı Cumalar Mehmet’’e sordu, Yücel Başkan:
“Memet Abi, bu masaya mı oturcez?”
Lap diye yapıştırdı espriyi bizim Mehmet:
“Masaya değil, sandalyeye oturceniz…”
Şamata gırgır derken ciddileştik tabi.. Mevzu, her işinde bir gizem, bir sır yüklü Büyükşehir’in, halkı bilgilendirmeden, görüşünü sormadan, tepkisini dinlemeden başladığı icraatlara geldi.
Millikuvvetler Caddesi’ndeki çalışmalar meselâ…
Ne yapacaklar, neresine ne dikecekler, neresinden ne sökecekler, asfalt mı olacak, taş mı döşenecek, ağaçların durumu, saksılar falan filan.
“Niye millete anlatmıyorsunuz, niye bunlarla ilgili projeleri, görselleri vatandaşla paylaşmıyorsunuz” diye sorduk.
“Kervan yolda düzülür” dedi Yücel Başkan!
Mantık bu.. Yönetim anlayışı bu.
“Cadde esnafına danıştık, sorduk, görüşlerini aldık” dedi.
Cadde, orada işyeri olan esnafın tapulu mülkü mü?
Ayrıca, “mahkeme kadıya mülk değil” atasözündeki gibi.. Oradaki esnaf da çoğunlukla ‘hancı’ olamıyor; hep ‘yolcu’ formatındalar!
Bir bakıyorsun ayakkabıcı.. Üç ay sonra butik olmuş… Beş ay sonra çiğköfteci!
Hem esnafı değişiyor caddenin sık sık, hem ticaret dokusu.
Ama sonuçta hepimiz yürüyoruz.
Her ne kadar girmek istemesek de bazen koşullar zorluyor, araçla caddeye giriyoruz.. Hoplaya zıplaya, ağır ağır ilerliyoruz taşlık yolda.
Yani, caddeyi biz yaşıyoruz.. Bu memleketin insanı adımlıyor her karışını.
Hiç kimse, Büyükşehir’in orada nasıl bir dönüşüm değişim planladığını bilmiyor!
..ve sonuçta yönetim mantığını öğrenmiş oluyoruz:
“Kervan yolda düzülür!”
***
BANDIRMA’daki Askeri Çamlık bölgesiyle ilgili hedef projeler de böyle.
Her zamanki gibi bir gizem, bir sır perdesi.
Ucundan kenarından bir Mehmet Birol Şahin paylaşımı, görselli videolu falan.
Ama O’nun anlatım dili ısırgan olduğundan itibar edilmiyor.
Zaten vatandaşın bilip bileceği de o kadar.. Mehmet Birol Şahin bir şeyler yazıp çiziyor, iki resim paylaşıyor; millet hem dosdoğru anlayamıyor olayı, hem büyük bir tedirginlik, kaygı, tepki oluşuyor.
Oradaki tescilli yapıları restoran, türkü evi falan yapacakmış Yücel Başkan. Çevresine iki peyzaj, yeşillik.. Sahil yolu asıl mevzu. İşte efendim oteldi, benzinlikti, ticari alanlardı falan.
‘Ortamı güzelleştir, emlak değerini yükselt, parası çok olana sat…’
Hesap bu.
Genellikle öyle yapıyorlar zaten.
Eh, Bandırmalılar da buna kızıyor haliyle.
“Hani burayı bize veriyordun, hani ortak yapıyorduk, hani bizim olacaktı?”
Öyle ya.. Anlaşmalar, konuşmalar bu şekildeydi.
Bandırma halkı ve Bandırma’nın Belediye Başkanı itiraz edince, hemen ses tonunu yükseltiyor bizim Yücel Başkan.. Sinirsel mimikler kaplıyor yüzünü.. Ağzına geleni söylüyor sonra.
Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun’a ne dedi Meclis’te: “Adam gibi başkanlık yap!”
***
TOLGA TOSUN, haklı olarak kızıyor: “Şehri şiir gibi yönetiyoruz diyorsun, ama Bandırma’yı ilgilendiren bu proje için Bandırma kamuoyuna bilgi vermekten kaçıyorsun…”
Peki Yücel Başkan nasıl savuşturdu bu tepkiyi?
Meclis’te söz verdiği Bandırma Demokrasi Platformu Sözcüsü’ne, “sen nerelisin” diye sorarak.
Aynı soruyu, Kent Konseyi Başkanı’na da yöneltti.
Birinden Tunceli, ötekinden Antalya yanıtını alınca, “Bandırma’nın hakkını savunmak size mi kaldı” der gibi yaptı.. Sonra, “Bandırmalı var mı Bandırmalı, onlardan görüş alalım” deyiverdi.
Söz hakkı verdiği konuklara neden “memleket neresi” diye sordu acaba?
Sonradan gelip oraya yerleşenlerin söz hakkı olmadığını mı söylemek istedi?
Allah’tan “memleket neresi” sualinin peşi sıra, bu mevzu üzerinden yeni bir tartışma yaşanmadı!
Meclis’ten biri çıkıp “bölgecilik mi yapmaya çalışıyorsun, insan mı ayırıyorsun; bu senin yaptığın ayrıştırmaya girer” falan deyiverse..
Koptu kıyamet!
