BİZİMKİ, Türkiye’nin en genç Büyükşehir Belediye Başkanı ya.. Gençleri önceliyor, onlara değer verdiğini her fırsatta göstermeye çalışıyormuş gibi yapıyor.
Biliyoruz; gençliği sonradan keşfetti. Çok önemsemiyordu. Bir gençlik konseri organizasyonunu bile çook sonra akıl etti.
Sonra baktı gördü ki gençler pek memnun bu işten.. Eh, bir de içlerinde iki sene sonra ‘seçmen’ sorumluluğuna erişecekler var çok çok..
“Ben gençlere yazılayım en iyisi” dedi.
Konser üstüne konser düzenledi. Çamlık’ta E-spor üssü inşa etti; Dijital Gençlik Merkezi kurdu.
“Biz en çok gençlerin belediyesiyiz” mesajları verdi.
Gençlerle selfiler çekti.. Söyleşiler, eğlenceler, toplantılar, sportif işler falan.
“İsteyin yapalım” dedi.. Gençler skatepark istedi. Avlu Balıkesir’in ortasına kaykay pisti inşa etti.
Şimdi kayağını, kaydırağını, patenini alan oraya gidiyor.
Yani, gençler ne isterse yapıyor.
Her şey Z kuşağı için!
O, “zafer kuşağı” diyor.
***
BAKTI gördü ki, gençlerle ilişkiler durumu sağlam PR yapıyor..
“Bir kıyak daha yapayım” dedi.. Atatürk Parkı’na da kaykay parkı kurmaya karar verdi.
Şu günlerde Balıkesir’in tarihi parkının orta yerine skatepark inşa ediliyor.
Beton dökülüyor.
Gençlerle münasebet güzel de..
Milletin dinlence için tercih edeceği parkı adrenaline boğmak doğru mu?
Adrenalin için başka alanlar da bulunabilir. Yoksa yaratılabilir.
Yap Gazi Osman Paşa’ya bir tane.. Bir tane Paşaalanı’na.. Bahçelievler’in gençleri de ister, oraya da bir tane.. Adnan Menderes üvey mahalle mi; bir tane de oraya.. Gençler, kaykay için şehrin bir ucundan diğer ucuna gelmesin yani.
Atatürk Parkı yanlış tercih.
***
NEDEN yanlış tercih?
Çünkü orayla o kadar çok oynadılar ki, parkın doğallığı kayboldu.
Meselâ Sabri Uğur zamanında, büyük bir operasyon geçirdi park.
Yosunlu havuzu, sımsıkı ağaçlık alanları, korulukları, taş döşeli yolları, her kesimden insanın oturup serinlediği çay bahçeleri, Mini Golf’ü, Park Gazinosu, açık hava tiyatrosu, vesairesiyle pek çoğumuzdan bir anı barındırıyordu Atatürk Parkı.
Sabri Uğur’un 2006’daki operasyonu, hepimizin anılarını alıp götürdü. Yaşanmışlıklar toprağa gömüldü.
Orasını burasını kazıp eşerken arkeolojik buluntular ortaya çıktı.
Sabri Uğur, “kemikten başka bir şey çıkmıyor” dedi; orası eski mezarlıktı sonuçta.
Ama kemikten başka şeyler de çıkıyordu. Öyle olduğu için, yani kimse görmesin ne çıktığını diye.. İnşaat alanının etrafını metal perdelerle kapattılar, giriş çıkış yasaklandı.
O zamanlar çok yazdık çizdik; Koruma Kurulu devreye girdi, uzmanlar sondaj yaptı, bazı objeler bulundu.
Şimdi, parkın Cengiz Topel Caddesi’ne bakan tarafında, nargilecinin hemen arkasında, demir bariyerlerle çevirdikleri bir duvar kalıntısı görüyorsunuz. Ama o kadarcık değil; bir kazı çalışması yapılsa parkın bütününde neler çıkacak neler!
O zaman aylarca durmuştu parktaki inşaat çalışmaları.
Sonra izin verildi, onay çıktı, yeniden başladı.
Bittiğinde, kelleşmiş bir park çıktı karşımıza.
Sık olduğu için ağaçlar kuruma yapmış güya, seyreltmişler.
Ama ne seyreltme!
***
O eski parktan eser kalmadı tabi. Bir zamanlar Balıkesirli’lerin şık şıkıdım giyinip gezmeye gittiği, gazinolarında oturduğu, fuar zamanlarında etkinlikleri izlediği, pavyonları dolaştığı, temiz hava aldığı park gitmiş; yerine öteki vilayetlerdeki yapay düzenlemelerden farksız, tektip bir park gelmişti.
Bu düzenlemelerden sonra parkın müdavimleri uzaklaştı.. Alışılmış mekanlar yerle yeksan olunca, başka adresler buldular kendilerine.
Şimdiki park, doğallığında nefes aldığımız park değil.
***
MİNİKLER için yapılan oyun alanlarını bozup yerine yakın zamanın seçmeni gençler için kaykay alanı yapmak da marifet değil tabi.
Sonuçta, az beton, çok yeşillik arıyor insan.
Dinginlik, sakinlik, sessizlik arıyor.
Beton istemiyor.
Ama inadına beton…
Çamlık meselâ.
Merkezden tepeye bakınca, kademe kademe beton yığınlarının silüetini görüyorsunuz.
Yukarıya çıktığınızda, sıra sıra beton kütleler, beton kaldırımlar, beton yapılar, asfalt yollar, az yeşil, çok beton görüyorsunuz.
Beton firmaları çok para kazanmış bu işten, belli.
Yani betonların içinde yaşayıp gidiyoruz zaten. Küçücük ortak yaşam alanlarını bari rahat bırakın.
Şöyle yeşile serilsin millet.
O yüzden, Atatürk Parkı’na çok betonlu bir kaykay alanı yapmanın rahatsız ediciliğine dikkat çekiyoruz ya.
Üç beş adrenalin tutkunu vırt vırt kayacak diye, binlerce insanın rahatsızlığına sebebiyet vermeyin.