İstiklal Marşı’mız 12 Mart 1921’de Büyük Millet Meclisi’nde alkışlarla kabul edilmiştir. Bilindiği gibi bu marş için yarışma açılmış ve para ödülü konulmuştur. Büyük Şair, yarışmayı kazandıktan sonra ödülünü almayı reddetmiştir.
Bilindiği gibi İstiklal Marşı’mızın bestelenmiş şekliyle ilk iki bölümü okunmaktadır.
Gelin üçüncü bölüme bir göz atalım:
“Ben ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.”
“Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım” ifadesinde kükreme ve bent kavramları öne çıkıyor. KÜKREME, aslana ait bir özelliktir. Bizim tarihimizde ise KURT motifi vardır. Burada kurttan, aslana geçiş yapılmaktadır. Yine bu bölümde ifade edilen BENT kelimesi ile ÇİN SEDDİ tarif edilmektedir.
Dağları yırtma olayı nedir?
Bu ifadenin anlamı nedir?
Bu ifade ERGENEKON DESTANI’ını anlatmaktadır. Bilindiği gibi Ergenekon Destanı üreyip çoğalan Türk Boylarının etrafında bulunan demir dağlarını eriterek, dağları yarıp aştığını belirtir.
“İNGİNLERE SIMAM TAŞARIM” ifadesinde kast edilen nedir?
Engin kelimesi genelde DENİZ’i ifade eder. Burada denizlerden taştığımız ifade ediliyor.
Tarihimizde denizlerden taştık mı?
Böyle bir olay var mı?
Gelin hep beraber düşünelim.
Bu marş KEMALİZM’in önemli bir ögesidir. Mustafa Kemal’in onayıyla Mecliste kabul edilmiştir. Aksi bize göre düşünülemez.
Anıtkabir’de Aslanlı Yolda, her iki tarafta on iki aslan vardır. Toplam yirmi dört aslan vardır ve yirmi dört Oğuz Boyunu temsil etmektedir. Oğuz Boyları kurt ile aslanla temsil edilmiştir.