Merhaba bu gün yazıma başlık olarak bu haftaki rakibimiz AFJET Afyonspor’un yıllar öncesinden aklımda kalan taraftarlarının tezahüratı ile başlamak istedim. Evet, “Mor şimşekler gaymekler” bu haftaki rakibimizdi. Bu sene geldikleri TFF liginde yeni olmalarına rağmen hiç de yerini, ligini yadırgamayan eski ve birlikte oynayan futbol takımına bu ligi tanıyan ve tecrübeli oyuncuları monte eden ekonomik sorunu olmayan ve bu lige hasret taraftarı olan bir takım. Geçen hafta deplasmanda bu ligin ağır abilerinden Giresunspor’u yenerek kendine güveni gelmiş, hırslanmış bizim için zor olacak bir maçı oynadık.
Bir parantez futbolun cilvesi diyelim, profesyonellik diyelim Afyon takımının yardımcı hocası fakat teknik direktör olarak maç sonu röportajlara çıkan takımın tecrübeli hocası bir zamanlar BALKESLERİN golcü oyuncusu olan, hatta bir dönem hocası değerli insan Sabahattin Akgül’dü. Bizlerin tabiri ile Sabahattin abi veya Sebo. Yani bizden biri hatta öylesine bizden birisi ki futbolu bırakınca Balıkesir’de yaşamaya devam eden, Milli Kuvvetlerde tost yapan, ufak ayak üstü atıştırmalık dükkanı olan Sebahattin abiyi de anmış olalım.
Elbette Afyon takımı maçın başlamasıyla oyunu sahamıza yıkmaya ve yüklenmeye başladı. Bu dakikalarda öyle net pozisyonlar yakaladılar ki Allah muhafaza. Bu pozisyonlarda ya rakip oyuncu topu dışarı attı ya da VUKO başarıyla topu kurtardı. Vuko dedim de dikkat ettiniz mi bu sene çok iyi performans gösteriyor. Geçen yılki kalecimiz gitmiş yerine çalışan, didinen olmayacak topları çıkaran, önündeki defansa güven veren bir oyun sergiliyor. Demek ki sihirli bir el değmiş ama idmanda ama kulağına küpe. Nazar değmesin. Fakat sorun forvette. BELEK adeta etkisiz eleman. Bakıyorsunuz adam sırım gibi, tamam dersiniz bu rakibin defansına bela olur hem de kara bela. Ama nerdee. Maalesef hala toparlanamadı. Yoksa eski günlerine dönse Ümraniye günlerine bu transfer yasaklı dönemimizde milli piyango ikramiyesi gibi olur.
İşte rakibin bu istekli ve hırslı golü arayan oyununda golü de buldular 1-0. “Yine bana hüsran yine bana hasret var” ardından hemen “böyle gelmiş böyle gidecek FESUPANALLAH” şarkılarını çığırmaya başladık. Ama öyle olmadı. BALKESLER oyunu bırakmadı. Yaşanan tatsız olayı etkisini üzerinden kısmen atmış olan takım, sahada güzel işler yapmaya başladı. Başa baş ve her atağa cevap veren bir BALKES izlemeye başladık. Fakat bu arada rakibimizin net iki gollük pozisyonuna dikkat çekmek isterim. Bu anlarda da başımızdan tuz çevirip fakir fukaraya dağıtalım dercesine Allah korudu kalemizi bir de Vukoviç ve rakip forvetin şanssızlığı.
Artık maçın bu skorla biteceğini beklerken FURKAN soldan içeri kat etti ve ceza sahasına oldukça uzak mesafeden, yer hizasında çok sert bir şut attı. Top tam da bu denilecek yerden ağları buldu. İşte bu gol olduğunda dakika 89’du. Tüm rakip takım oyuncuları ve taraftarı o meşhur Afyon soğuğunu yemiş gibi dondu kaldı. “Furkan’ın topa vurduğu yerden kaleye olan mesafeye taksi 20 lira yazar” o denli uzaktı.
Bu golle gelen beraberlik bu kara günlerde içimizi ferahlattı. Çünkü şansızlıklar, transfer yasağı gibi yokluk döneminde alınan 1 puan esnaf ağzıyla olacak ama Allah bereket versin misali ne kazanırsak kârdı. Sayın başkanımız bile öyle mutlu oldu ki Furkan’ı maç sonu alnından öptü.
Şimdi biraz daha rahatlamış, biraz daha futbol fanatiği demeyeceğim, futbol tetikçisinin faturasını ödemeye hazır durumdayız. Umarım bilinçli taraftarlarımız bir kendini bilmezin bu yaptıklarını gördükten sonra bu gibi futbol teröristlerine müsaade etmez. Herkese sevgilerimle.