Derenin öbür tarafında oturan biri olarak ilk nikah şahitliğimi yapmış bulunuyorum.
BALIKESİR’de eskiden “derenin öbür tarafında oturanların şahitliği kabul olmaz” diye bir laf edilirdi.
Derenin beri yanında yaşadık hep…
Son iki – iki buçuk senedir öbür taraftayız. Yani, “şahitliği kabul olmaz” dedikleri mıntıkada…
Niye söylenir, kim etmiş bu lafı, neye binaen… Tez konusu olsun yüksek lisans, doktora falan yapanlara.
Belki sosyolojik, belki tarihsel, belki ekonomik, belki demografik bir sonuç çıkar; bilemeyiz.
***
DERENİN öbür tarafında oturan biri olaraktan.. İlk şahitliğimi yapmış bulunuyorum.
Şahitlik dedikse, mahkemede, noterde falan değil. Nikah memurunun huzurunda!
O kırmızı nikah memuru cüppesini giyen kişi, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz.
O da bizim Çay Deresi’nin öbür tarafından!
***
BÜYÜKŞEHİR Basın Halkla İlişkiler Dairesi’nde görev yapan genç kardeşimiz Kadir Kurnaz..
Nicedir “nikahımda şahit olacaksın” deyip duruyordu.
“Oluruz moluruz” dedik hep. Neticede bana gelene kadar dünya kadar akraba, eş, dost var.
Öylesine takılıyor sandım.
O gün gelip çattı; “nüfus kağıdınızı alalım” dediler. İş ciddiye bindi!
..ve salonun orta yerinde, testi gibi yan yana dizdiler bizi.
En büyük testi, vaktiyle bu memlekette bakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış, Türk siyasetinin mühim karakterlerinden Köksal Toptan.
Sonra DYP ve AKP eski Milletvekili Cemal Öztaylan var.. O da büyük testilerden.
Büyükşehir Başkan Vekili Yasin Sağay var.. Bitirim halleriyle damadın sağdıcı pozisyonunda.
Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan..
Organize Sanayi Müdürü Mesut Eray da orada.
AKP İl Başkanı Ekrem Başaran.. İsmini hatırlayamadığım bir hocamız.
..ve kız tarafının şahitleri.
***
ŞUNU diyeyim yalnız, bu iktidarcı abiler bütün düğünlere cümbür cemaat gidiyor.
Her nikahtan bir kuple oy koparmanın telaşı var gibi…
Nikahı kıyan, şahitlik eden, davete icabet eden, gövdesini gösteren.. Hepsi iktidar tarafından.
Muhalefetten kimseleri göremiyoruz.
Nikah ortamı, siyasi propaganda alanına dönüşüyor anında.
***
YÜCEL YILMAZ mikrofon uzattı, tüm şahitler kısa pas kendilerini tanıttı Kadir’in nikahında.
Tabi davetliler hepsini az çok tanıyor. Maksat, onlar da iki laf etmiş olsun.
Mikrofon sırası bana gelince, “kız tarafı mısın, oğlan tarafı mı” diye sordu, kırmızı cüppesinin düşen omzunu düzelterek…
“Oğlan tarafı diye geldik ama, kız tarafı pek kavruk kalmış, ben o yana geçeyim” dedim.
Kadir’den kaşlarını kaldırıp gözlerini pörtleterek “olmaz” karşılığını beklerken, başıyla onayladı kararımı.
İşte ne bileyim, genç çifti tebrik ettik, mutluluk diledik.
Sonra deftere imza attık; şahitliğimizi tescilledik.
Bu arada bir de ‘maske’ uyarısı aldık Başkan’dan.
“Şahitler arasında tek maske takan sen varsın, çıkar da yüzünü görelim” dedi herkesin içinde.
***
HEYECANLIYIZ elbet. Diğer davetliler gibi masaya oturup ortamı seyretmek kolay.
Pistte heyecanlanıyor insan, ter basıyor, nutku tutuluyor.
Bir de alışkın değiliz böyle şeylere; güzel bir iş yapayım derken pot kırmak da var.
***
ŞİMDİ yazacaklarımı, evlilik hazırlığı yapan çiftler iyi okusun.
Yarın bir gün nikah masasında şapa oturmasınlar!
Efendim, nikah memuruna izin verip vazifeyi kendisi üstlenen Yücel Yılmaz, evlenecek çiftlere çok pis sorular soruyor.
Damat ve gelinin bir kere kayınvalidelerinin kızlık soyadını ezberlemesi şart.
Birine “kayınvalidenin kızlık soyadı nedir” diye soruyor..
Ötekine, “kaynananın kızlık soyadının ikinci harfini söyle…”
Diğer kıl sorulardan biri, birbirlerinin doğum tarihleri.. Gün, ay, yıl olarak… Hani biraz daha zorlamak için doğum saatini, doğumu yaptıran doktorun ismini, ebenin kızlık soyadını da soracak neredeyse!
Astrolojik sorular da var.. Çiftlerin birbirlerinin burcunu bilmesi şart…
Yani, evlenmeden önce dersinize iyi çalışın. Salonda Yücel Yılmaz’ın kıl sorularına yanıt veremeyip madara olmayın!
***
BU nikah merasimi, Yücel Yılmaz’ın kıl soruları, şahitlerin mikrofon muhabbetleri derken uzayıp gidiyor. On dakikada bitecek şey, kırk beş dakika sürüyor.
Milletin canı sıkılıyor tabi. Düğüne gelen dans edip oynamak ister; herkesin içi kıpır kıpır.
Daha takı olayı var. Bir saatten fazla o sürüyor. Gerçi ortaya takı sandığı koyuyorlar, gelinle damadı masa masa dolaştırmıyorlar artık. Tabi, ne taktığını cümle aleme göstermek, “bizim düğünde de aynısını bekleriz” deme faslında fotoğraflayıp belgelemek isteyenler de oluyor. Gelin damat, pistin ortasına çakılı direk gibi dikilip ter içinde bu muhabbetin bitmesini sabırsızlıkla bekliyor.
***
ERTESİ gün bir başka düğündeyiz. Bizim oğlanın çocukluktan beri arkadaşı olan Samet Konak’ın düğünü. Aile Karadenizli. Çok kalabalıklar. Samet’in abisi de, AKP Karesi İlçe Başkanı Yusuf Hocaoğlu’nun damadı. Doğal olarak bu düğüne de siyaset işi karışıyor.
Nikah memuru Yücel Yılmaz. Şahitler, bir önceki düğünden tanıdık yüzler. Fazlası da var elbet. Bu kere Milletvekili Mustafa Canbey de mevzuya dahil olmuş; şahitler sırasında mikrofonun kendisine uzatılmasını bekliyor.
Bu fasıl da kırk beş dakika falan sürüyor. Yücel Yılmaz’dan yine aynı kıl sorular.
Yok kaynananın kızlık soyadının ikinci harfi, yok “yengeç misin, terazi mi…”
Seçim yaklaştıkça, nikah törenlerinde “bir önceki seçimde kime oy verdin, şimdi kime vereceksin” türü sorular da gelecektir.
***
BU yazıdan ne çıkaralım?
Nikahınızı ille de belediye başkanı kıysın, havamız olsun, şanımız yürüsün istiyorsanız..
Onların nikah ve düğün olayını siyasallaştırmasına kızmayacaksınız.
Meselâ Büyükşehir Belediye Başkanı’nı tercih ediyorsanız; yüzüne yapıştırdığı gıcık gülümsemeyi hiç bozmadan soracağı kıl sorulara hazırlıklı olacaksınız.
Siyaset arenasının ünlülerinden oluşan şahitler korosuna katlanacaksınız.
Düğün ortamını siyaset meydanına dönüştürüp, gelin ve damattan bir küçük altını esirgeyen arkadaşlara selam ederim son fasılda…
Yazıda adı geçen genç çiftlere mutluluk, sağlık, huzur ve bereketli bir evlilik hayatı diliyorum.
