Ekoloji Birliği resmi rakamlara göre son iki günde 17 ilde 63 farklı yerde çıkan orman yangınlarıyla ilgili açıklama yaptı. Ekoloji Birliği’nden yapılan açıklamada orman yangınlarının çıkış nedenlerinin sabotaj denilerek saklandığı ileri sürülürken, yangınla mücadele konusunda da yetersiz kalındığı iddia edildi.
“BİNLERCE DÖNÜM ORMANLIK ALAN YOK OLDU”
Ekoloji Birliği’nden yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamaya göre son iki günde 17 İl’de, 63 farklı yerde orman yangını çıktı… 20’nin üzerinde yangın ise hala kontrol altına alınamadı. Bakanlık, yangına 3 uçak ile müdahale edildiğini, toplam 4 vatandaşımızın yaşamını yitirdiğini, 183 vatandaşın sağlığının etkilendiğini söylüyor. Manavgat’ta dün başlayan yangın, Bodrum’da, Marmaris’te, Osmaniye’de, Adana’da, Mersin’de, daha pek çok ilimizde, içindeki canlarla birlikte binlerce dönüm ormanı, evleri, ahırları, hayvanları, tarım alanlarını, seraları kül etti.
“SABOTAJ DENİLEREK GERÇEKLER GİZLENİYOR”
Daha önceki yangınlarda olduğu gibi hemen sabotaj olduğuna dair iddialar ortaya atılıyor ve yangınların gerçek nedenleri gizleniyor. Diğer yandan da “ekiplerimiz yangınla mücadelede fedakarca çalışıyor” diye açıklamalar yapılarak yangınla mücadelede ne kadar yetersiz kalındığı saklanıyor.
“THK UÇAKLARI NEDEN DEVRE DIŞI BIRAKILDI”
Önceki yıllarda yangınla havadan mücadelede kullanılan ve oldukça başarılı olduğu söylenen ve kamuoyunda çokça konuşulan “THK uçakları” konusu gündemde. THK kurumunun yangın söndürme uçakları neden devre dışı bırakıldı? Madem yetersizdi ve kenara çekildi, neden zamanında havadan ve karadan müdahale edecek güçlü bir yangın söndürme filosu kurulmadı? İstanbul Kanalı, Çanakkale Köprüsü, Kuzey-Güney Marmara Otoyolları, saraylar için kaynaklar bulunurken neden yangın söndürme uçakları ve helikopterleri için zamanında kaynak yaratılmadı?
“YANGIN RİSKİ ÇOĞALDI”
Toplam 748 bin hektar orman alanı turizm, madencilik, enerji vb. nedenlerle ormancılık dışı amaçlara tahsis edildi. Bu tahsisler özellikle son 10 yılda, mevcut iktidar döneminde aşırı bir artış gösterdi. Orman ekosistemi iyice parçalandı. Uzmanlarımızın verdiği bilgilere göre orman parçası sayısı 101 bin parçadan 158 bin parçaya ulaştı. Ormanlık alanlardan enerji nakil hatları geçirildi. Sayısız RES’ler yapıldı. Bu nedenle yaban yaşamına ait olması gereken orman ekositemlerinde insan etkileşimi arttı ve yangın riski de çoğaldı.
“İKTİDAR SORUMLU”
Bunca canın yanması, kül olmasından, bunca vatandaşın zarar görmesinden, orman ekosistemlerinin yok olmasından, “ciddi bir yangın müdahale politikası” oluşturmayan ve “gerekli teknik donanımı ve personeli” sağlamayan iktidar sorumludur.
“YANGINLARIN SEBEBİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ”
NASA’nın yayınladığı haritalar göre orman yangınları ülkemiz dışında dünyanın her yanında sürüyor. Bu durum olağan değil. Orman yangınlarının nedeni bir yandan sabotaj, ihmal, elektrik kontağı, sigara izmariti, piknik ateşi, güvenlik gibi olsa da diğer yandan bilim insanları tüm dünyayı saran bunca yangının temel nedenlerinden birinin artık bir kriz haline gelmiş olan iklim değişikliği olduğunu belirtiyorlar. Yangınlar dışında, dünyanın dört bir yanında aşırı sıcaklar ve ani sağanakların yol açtığı seller yaşandı. Aşırı hava olaylarıyla ilgili üst üste yeni rekorlar kırılıyor.
“KAPİTALİZMİN AŞIRIKAR HIRSI”
Daha geçtiğimiz hafta Almanya’da, Çin’de, Rize-Fındıklı, Artvin-Arhavi’de yaşanan seller nedeniyle çokça can kaybı meydana geldi. Kapitalizmin aşırı kar hırsı yüzünden doğaya yapılan müdahaleler, enerji ve maden projeleri, mega projeler, endüstriyel tarım ve hayvancılık gezegenimizin sonunu getiriyor. Bu durumdan da en çok yoksullar, kadınlar, çocuklar etkileniyor.
“İKLİM KRİZİNE NEDEN OLAN ETMENLER ORTADANKALDIRILMALI”
Öncelikle de iklim krizine yol açan etmenlerin acilen ortadan kaldırılması gerekiyor. Yoksa daha çok canımız yanacak. Tek bir ağacı bile savunmak için, Akbelen Ormanı’nı, Eskence Vadisi’ni, Kazdağları’nı korumak için, İkizdere’de, İkizköy’de, ülkemizin her yanında onurlu bir mücadele sürdürülürken içindeki tüm canlılarla birlikte binlerce dönüm ormanın, tarım alanları ve yaşam alanlarının kül olması canımızı yakıyor. Ciğerimiz yanıyor.”