BÜYÜKŞEHİR Meclis toplantısı öncesinde CHP ve İYİ Parti grupları basın açıklaması yaptı.
Yer Avlu fuaye alanı.
Açıklamayı yapan, CHP İl Başkanı Serkan Sarı.
Konu, fırtınanın çok fena vurduğu Ayvalık’ın hâli pür melâli ve dahi Marmara Denizi’ndeki salya akını.
Sarı’nın arkasında Büyükşehir Meclis Üyeleri duruyor.
Serkan Sarı bu felaketlerle Büyükşehir Belediyesi arasında bir bağlantı kuruyor.
Muhalefet sonuçta. Elbet eleştirecek. Elbet iktidara bağlayacak mevzuyu. Elbet yüksek sesle konuşacak.
Buraya sıkıntı yok.
Yani bizden yana bir sıkıntı yok.
Sıkıntı yaşayan Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz.
***
CHP ve İYİ Partililer on beş dakika geç girmiş toplantıya.
Yücel Yılmaz Meclis Başkanı koltuğundan, mikrofonun en açık haliyle bağırıyor:
“Burada böyle bir basın toplantısı yapamazsınız… Bunun yeri burası değil. Gidin parti binanızda yapın…”
Devamı şöyle geldi:
“Benden izin aldınız mı? Oh ne güzel, işin ucuzuna kaçıp arkamda kalabalık olsun, hazır ikram da var burada, siyasi açıklama yapalım, basın da burada, sesimizi duyuralım.. Ucuza kaçmayın arkadaş…”
***
EN çok da “ikram” konusuna takılmak lazım.
İkram kimden? Büyükşehir’den.
Kim için? Büyükşehir Meclis üyeleri için.
Avlu’ya gezmeye gelip kalabalığı görünce salona dalan sokaktaki adam için değil yani.
O halde Meclis üyeleri için hazırlanan iki tabak kuru pasta, üç beş kurabiye ve paket meyve suyundan mamul ucuz ikramı ne diye adamların boğazına diziyorsun?
***
YÜCEL YILMAZ yüksek volümle muhalefete sertlenirken..
Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler araya giriyor:
“Biz siyasi açıklama yapmadık.. Ayvalık’taki felaketten bahsettik.”
Yücel Yılmaz şu karşılığı veriyor:
“Bana sordunuz da mı yapıyorsunuz? Düpedüz siyasi olarak ön plana çıkma olayı bu. Ne anlatacaksan gel burada anlat. Büyükşehir’i ilgilendiren bir mesele bu, gel burada konuş.”
Deveciler, “biz konuşurken mikrofonun sesi kısılıyor, sesimizi duyuramıyoruz” diye çıkışınca..
Şu sözleri tokat gibi yapıştırıyor kıymetli Başkan:
“Burada her istediğini konuşabileceğini mi sanıyorsun? Mikrofonu kısarım, ben emir veriyorum, kısarım.”
Bir itiraftır bu…
Şehir adına her üyenin söz söyleme hakkına sahip olduğu Meclis’te, muhalefetin sesinin Başkan emriyle kısıldığının itirafıdır; kendi ağzından.
***
BU kere Gönen Belediye Başkanı İbrahim Palaz devreye giriyor.
Palaz, bu tavrın yakışmadığını falan söylemeye çalışıyor.
Bir Antalya – Ankara – Balıkesir arasında birkaç gündür mekik dokuyan yol yorgunu Başkan, öfkesini Palaz’dan çıkarıyor:
“Git Gönen’de yap toplantını. Bizim yaptıklarımızı kendin yapmış gibi anlatıyorsun. Sen kendi yaptığın bir şeyi söyle bana. Ne yaptın? İyi bir Belediye Başkanı anlat bakalım bize…”
Bu nasıl bir üslup, nasıl bir alaycılık, küçümseyiş, yok sayış.. Anlayan beri gelsin.
***
İL Başkanları Meclis’te kendi gruplarının da başkanıdır aynı zamanda.
Kendi grubu adına açıklama yapabilir. Bu açıklamayı Meclis fuayesinde de yapabilir, sokakta da, parti binasında da.
Geciktirme olayı doğru olmamış; toplantı saatine denk getirmemek lazım.
Salondakileri ve görüşülecek gündem maddelerini bekletmemek lazım.
Ayrıca Yücel Başkan’ı öfkelendirmemek lazım.
***
MECLİS salonunda değil, dışarıda, fuayede yapıyorlar basın açıklamasını.
“Yapamazsınız” diye kızıyor Başkan.
“Siyasi bildirgeniz varsa gidin parti binanızda yapın” diyor.
Peki, Yücel Yılmaz’ın AK Parti İl Başkanı ve parti yöneticileriyle birlikte Büyükşehir Belediye binasında, arkasına AK Parti İl Başkanlığı yazısını da asıp yaptığı basın açıklamalarına, toplantılara ne demek gerek?
İktidarın siyaset yapma hakkı var, muhalefetin yok!
İktidarın Büyükşehir Belediyesi’nin olanaklarından yararlanma hakkı var, muhalefetin yok!
İktidardakiler, Büyükşehir’in salonlarını, odalarını parti binasına dönüştürebilir; muhalefettekiler fuaye bölümünde bile olsa basın açıklaması yapamaz!
***
SONUÇ itibariyle…
Büyükşehir Meclisi’nin muhalefet üyeleri..
Bundan böyle fuayedeki ikramlara dokunmayın!
Yediğiniz iki kurabiye, içtiğiniz ucuz meyve suyunda tüyü bitmedik yetimin hakkı var!