ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Balıkesir’e geldiğinde..
Paşa Cami’nin silüetini bozan yapıların traşlanmasını emretti ya.
Emir demiri keser.
Ama bu ‘şehircilik’ tarafı olayın.
Bir de ‘çevre’ faktörü var.
Millikuvvetler, Anafartalar falan dolaştırıp Bakan’ı oyalamak yerine..
“Şöyle de bir çevre sorunumuz var, buyurun yerinde inceleyelim” deyip..
Balya’ya götürseydiniz meselâ!
***
BAKAN adını biliyordur Balya’nın.
Zehirli atıklarla yüz yıldır iç içe yaşadığını da biliyordur.
Zira Bakanlığın tozlu raflarında Balya’ya dair yığınla dosya mevcut.
Gidip görmemiştir. Bilmek başka, görmek başka.
***
ŞU garip belki otuz senedir Balya’nın hâli pür melâlini yazar durur.
Arşivi kurcalayın, yüzlerce Balya yazısı, Balya haberi, zehirli atık muhabbeti göreceksiniz.
Ne oldu peki, değişen ne?
Çene suyu çorba!
***
MİLYONLARCA ton zehirli maden atığının kaldırılması, sahanın rehabilitasyonu falan.
Çan çen konuşmanın ötesine geçemedik.
Balya’nın havasının, suyunun, canlısının nasıl zehirlendiğini anlata anlata tüy bitti dillerde.
Bölgedeki akarsuların nasıl kirlendiği, derenin suyundan içen hayvanların nasıl telef olduğu, derede yüzen balıkların toplu ölümleri, daha neler neler.
***
VAKTİYLE AKP’li bir Belediye Başkanı seçtiydi Balyalılar.
Biz de o sıra yine Balya’nın atıklarını yazıp çiziyoruz.
Bir gün, bir yerde, “Balya’da zehir mehir yok kardeşim, sen bu yazdıklarınla ilçeye zarar veriyorsun” diye çıkıştıydı!
Zehir mehir yoktuysa niye konuşur dururuz?
Onca bilimsel rapor yalan mı? Onca bilim adamının tesbitleri masal mı?
***
ZEKAİ Bayram vardı, kaç dönem önce Belediye Başkanlığı yaptı Balya’da. Allah sağlık versin kendisine.. Atıkların bertaraf edilmesini çok istedi, bölgenin temizlenmesi için çırpındı. Eski maden sahasını Çocuk Köyü gibi projeyle taçlandırmayı bile düşündü.
Rüzgarın oğlu vardı bir de.. MHP’den seçildi. Bölgedeki madencilerle iyi geçinirdi.
Atıkları Balya’nın yollarında altyapı malzemesi olarak kullandı iddialarıyla kaç kere manşet oldu gazetelerde.
Ama rehabilite edilmesi istenen atıklarla ilgili bir atraksiyonu olmadı.
Pazara gelen yaşlı teyzeleri makam arabasıyla evlerine kadar götürme projesiyle ‘gönül belediyeciliğine’ yazıldı.
Gönülleri alamamış olmalı ki ikinciye seçmediler.
***
SENE olmuş iki bin yirmi bir.. Balya’nın atıklarını konuşuyoruz hâlâ.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, “bu atıklar sadece Balya’nın değil, tüm Balıkesir’in sorunu” diye haykırıyor, Belediye Başkanı Orhan Gaga.
Millet kanserden ölüyor.. Akciğer hastalıkları yaygın. Sahanın üstünde kuş uçmuyor!
Yağmurla birlikte akarsulara karışıyor siyanür zehri. Oradan Manyas Gölü’ne!
Hani Manyas Gölü ve Kuş Cenneti için seferber ya bizim Büyükşehir Belediyesi.
Lâkin, Balya’dan taşınan zehirin hesabını yapmıyor arkadaşlar.
***
HÂLÂ Bakanlık kararı gerekiyor, hâlâ bürokratik yazışmalarla oyalanıyorlar.
Büyükşehir Çevre ve Sağlık Komisyonu’ndan gelen raporlar okunuyor; meclis üyeleri çıkıp rapor üzerine üç beş kelâm ediyor.
Çençençen.. Çene suyu çorba!
***
HER fırsatta şu kadar çevreci, bu kadar çevreci olduğunu söyleyip duran Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da bize göre gaz alıyor.
Geçende, Ayvalık’taki prina farikasının yarattığı kirliliğe dair sertlendi Meclis’te.. “Gerekirse kapatılır, gerekirse ruhsatı iptal edilir” falan dedi.
Sen Büyükşehir’i yönetiyorsun; ‘gerekirse’lerle milleti oyalama hakkın olamaz.
Çok çevreci Başkan, refüjlere dikilen selvilerle kanıtlamasın çevreciliğini.. Meselâ Kazdağları’nda, Madra’da, memleketin orasında burasında devam edip giden vahşi madenciliğin yarattığı tahribata diklenerek kanıtlasın, görelim.
Balya için umut veren bir kararlılık ortaya koysun da görelim.
http://politikam.com/bu-atiklar-sadece-balyanin-sorunu-degil.html
http://politikam.com/kaderine-tukureyim-balya.html
